Ele é Onipotente, Misericordioso e Infinitamente Beneficente.
O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
Na Alcorão Em nome de Allah, O Misericordioso, O Misericordiador.
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
Lembrem-se de que verdadeiramente vós vos encontrareis com o vosso Senhor e que Ele ajustará as contas.
Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir.
Natural de Senhor do Bonfim (BA).
El-Füyûzâtü’r-rabbâniyye fî evrâdi’l-Kadiriyye.
Oração do Senhor (Pai Nosso) Oração conclusiva: Para cada dia há uma oração própria.
İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.
O Alcorão declara: "Ó Maria!
Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: "Ey Meryem!
Ele, porém, negou-se a responder, negou terminantemente.
Ona karşı geldiler ve onu yalanladılar.
Porém, eles não tiveram filhos.
"Allah asla evlat edinmedi.
Deus é único (wahid) e inerentemente Um (ahad), misericordioso e onipotente.
Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Salutaris Hostia (em latim).
Selam Olsun (Edip Akbayram albümü) Selam Olsun (İbrahim Tatlıses albümü)
(Ai de quem mente!).
Ancak kendisi bunu yalanlamaktadır.
In Torment in Hell (em inglês).
Ve cehenneme atılma vardır.
"Ele é único (wāḥid) e inerentemente uno (aḥad), todo piedoso e onipotente".
O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir."
Moe (irritado): "Por que escolheu queimar na fogueira?!"
Bizse şöyle dedik: 'Ey ateş!
Assim Alá deixa claras para vós as Suas Leis a fim de que vós possais meditar.
İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor.
O nome R9000 foi usado nunca.
R9000 ismi hiçbir zaman kullanılmadı.
Quem disse é um mentiroso."
Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum.”
E ele julgará as tribos do povo santificado pelo Senhor Deus deles.
Secde vaziyeti insanın Rabbine en yakın olduğu haldir.
Os justos (não os sacerdotes, levitas e israelitas) entrarão na porta do Senhor.
Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir.
Porém nada é impossível para aqueles que são escolhidos pelo Senhor e nele depositam uma fé verdadeira.
Rablerine orada hiçbir engel olmaksızın bakıcıdırlar.
Longa duração do dia e das noites (seis meses cada).
Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur.
Adoração dos Magos.
Yaptıkları, sadece bir büyücü hilesidir.
Os Griffins precisam de um novo carro.
Griffinlerin yeni bir arabaya ihtiyaçları vardır.
Porém, muitos deles são de outro gênero.
İkamet edenlerin çoğu yaşlılardan oluşur.
Alá não é guia de gente injusta».
Zaten Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.''
Ele protege os ovos a qualquer custo.
O, ne pahasına olursa olsun yumurtaları korur.
Disse ele: "pareciam um triunfo da humanidade".
Benzetmelere, "İnsan insana benzermiş.
Logo após, ele criou o Céu (皇天, Tian) e a Terra.
Gök yerden ayrılırken yaratılmıştır.
Eu não acho que nós temos uma chance na noite de quinta-feira".
Perşembe gecesi bir şansımız olduğunu düşünmüyordum."
Cheguei aqui com 35 dólares no bolso.
Cebimde $35 ile gelmiştim.
Peço que eles voltem ao seu Senhor".
Alemlerin Rabbına hamdolsun!"
Cada capítulo do Alcorão (com a exceção de um) começa com a frase "Em nome de Deus, o clemente, o misericordioso".
Anlamı: "Rahmân (ve) rahîm (olan) Allah'ın adıyla."
Não conheço nada comparável a ela exceto O Senhor dos Anéis."
Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir.
História de Caçador ( (
Teoloji Fakültesi (
Talvez tenhamos mais uma vez que rir dos nossos inimigos ...
Belki bir kez daha güleceğiz düşmanlarımızas ...
No Apêndice A de O Senhor dos Anéis, Tar-Calmacil foi sucedido por Ar-Adûnakhôr.
12) ^ İmâm-ı Rabbânî; Mektûbât-ı Rabbânî; c.
O Zaqqum (em árabe: زقوم) é uma árvore espinhosa que cresce no Jahanam, o inferno muçulmano.
Şüphesiz zakkum ağacı günahkârların cehennemdeki yiyecekleridir.
Porém, tanto Estrabão quanto Plínio descrevem essa terra.
Yeryüzü şekillerini gerçeğe en yakın gösteren yöntemdir.
O crente deve cumprir o desejo de seu Senhor, enquanto ele está certo.
Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler."
Muitos versículos do Alcorão contêm o motivo da eminência do Dia da Ressurreição.
Pek çokları için bu dinlenme ve Diriliş Günü’nün anısına toplu ibadet günüdür.
Susan Sharon (2 episódios) Encore!
Susan Sharon (2 bölüm) Encore!
'Talvez nós devíamos tentar isso', ou 'eu não quero ouvir isso'.
'Belki de şunu denemeliyiz' veya 'Gerçekten bunu duymak istemiyorum' .
ĈAR: porque (em resposta), pois, pois que.
Çünkü: Parce que Nasıl?: Comment ?
Eu sou o apóstolo de Alá enviado para todos vós, por aquele que possui os céus e a terra.
Rabbiniz göklerin ve yerin rabbidir.
Estávamos nas ruas."
Biz sokaklardaydık."
Céu e Terra são opostos entre si e assim se assemelham ao Um (Yin) e Yang chinês.
Gök âleminin de yeraltı âlemi gibi yeryüzü ile benzerlikleri varsa da bu âlemde insanların ruhları bulunmaz.
2000 — Constituição da Finlândia é reescrita.
2000 - Finlandiya Anayasası yeniden yazıldı.
A sua musa é amarga e, portanto, estéril.
Babası Musa bin Şakir'dir.
A evidência para isso é o verso em que Alá diz (interpretação do significado): 'E as montanhas como estacas' .
Fakat önünde bir engel bulunmaktadır. Bu engeli sahada Samanlı Dağları oluşturmaktadır.
Beba de mim quem puder; lave-se quem quiser; perturbe quem ousar.
Ondan başkasını ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur.