Mary memutuskan untuk tidak akan menemuinya lagi.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
Sangat penting baginya manakah dari keduanya yang lebih indah.
Onun için ikisinin daha güzel oluşu çok önemliydi.
Kami dulu saling bertetangga.
Biz kapı komşusuyuz.
Kami berangkat besok siang.
Yarın öğleden sonra hareket ediyoruz.
Di Amerika Utara, usaha umumnya berpegang pada prinsip "pelanggan selalu benar".
Kuzey Amerika'da işler, "Her zaman müşteri haklıdır." prensibi ile yapılır.
Kamu dapat beristirahat sampai malam.
Akşama kadar kadar burada kalabilirsin.
5 tambah 2, hasilnya 7.
5 ve 2'yi toplarsanız sonuç 7'dir.
Saya membaca New York Times.
New York Times'ı okuyorum.
Aku cinta kamu!
Seni seviyorum.
Apakah kamu punya album terbaru Stevie Wonder?
Stevie Wonder'ın yeni albümü sende var mı?
Saya belum mendengar kabar darinya.
Ondan henüz haberim yok.
Anak itu sudah tidak ada harapan lagi.
O çocuk çekilmez.
Kami sudah pernah ke Tokyo beberapa kali.
Biz birçok kez Tokyo'da bulunduk.
Saya hanya bergurau.
Sadece şaka yapıyorum.
Seorang laki-laki kaya yang tidur diatas tempat tidur emas.
Altın bir yatakta yatan zengin bir adam var.
Seorang sopir tidur didalam mobil.
Bir sürücü, arabanın içinde uyuyordu.
Kamu akan merasa lebih baik setelah tidur malam.
Bir gece uykusundan sonra daha iyi hissedeceksin.
Rumahnya terjual seharga sepuluh ribu dolar.
Onun evi on bin dolara satıldı.
Seratus lima puluh ribu pasangan ingin menikah di Shanghai pada tahun 2006.
Yüz elli bin çiftin, 2006 yılında Shanghai'da evlenmesi bekleniyor.
Kamu dicari pada sambungan telepon. Ini dari Tom.
Telefonda aranıyorsunuz. Tom'dan.
Ribuan orang kehilangan pekerjaan mereka.
Binlerce insan işlerini kaybetti.
Aku cinta kamu!
Seni seviyorum!
Mereka sedang mencari kebahagian.
Onlar mutluluğun peşindeler.
Silakan duduk.
Lütfen oturun.
Bolehkah kalau saya diskusikan dengan istri saya?
Onu karımla tartışabilir miyim?
Dia nampaknya sedang sakit.
Onun hasta olduğu söyleniyor.
Ken dan saudara laki-lakinya hampir serupa.
Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.
Selamat liburan!
Tatilin keyfini çıkarın.
Dia mencintai anak-anaknya.
O, çocuklarını sever.
Percobaannya berhasil.
Deney başarılıydı.
Dia penakut kaya tikus.
O, süt dökmüş kedi gibi.
Ruang kelas ini hanya bisa menampung tiga puluh orang murid.
Bu sınıf sadece otuz öğrenci alabilir.
Aku tidak tahu kapan dia bisa datang.
Onun ne zaman gelebileceğini bilmiyorum.
Gunung ini tingginya 2000 meter dpl.
Dağ deniz seviyesinden 2000 metre yukarıda.
Kamu tadi di sana?
Orada mıydın?
Bagaimana Anda bisa menyakiti hamba yang telah Allah ampuni?
Allah'ın affettiği kuluna siz nasıl olur da acı çektirirsiniz?
Saya berada di dalam rumah yang indah.
Güzel bir evdeyim.
Baru dibuang.
Onu attım.
Tom tidak akan menunggu.
Tom beklemeyecek.
Kapan kamu pulang ke rumah?
Ne zaman eve döneceksin?
Ikan ini warnanya apa?
Bu balığın rengi nedir?
Cucu saya itu, anak dari anak saya.
Erkek torunum, oğlumun oğludur.
Dia benci pesta.
O, partilerden nefret eder.
Apakah kamu pernah pergi ke pantai dengan Tom?
Sen hiç Tom'la plaja gittin mi?
Saya tidak ingin kamu sakit karena saya.
Benim yüzümden incinmeni istemiyorum.
Aku tidak tahu bahwa Tom seorang penyanyi.
Tom'un bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.
Tom pandai matematika.
Tom matematikte iyidir.
Mungkin kita harus duduk di tempat lain.
Belki de başka bir yerde oturmalıyız.
India adalah negara terbesar ketiga di Asia.
Hindistan, Asya'nın en büyük üçüncü ülkesidir.
Kalau begitu, bolehkah aku bertanya sesuatu pada kalian?
Öyleyse, size bir şey sorabilir miyim?