Ne znam.
Bilmiyorum.


Bok, kako si?
Merhaba, nasılsın?

Zadržite ostatak.
Üstü kalsın.

Kako si?
Nasılsın?

Volim te.
Seni seviyorum.

Tko je ovaj čovjek?
Bu kişi kim?

Ima li koga?
Burada biri var mı?

Zovem se Jack.
Benim adım Jack.

Zove se Tomojuki Ogura.
Onun adı Tomoyuki Ogura.

Moja je, nije njegova.
O benim, onun değil.

Hvala!
Teşekkürler!

Dobar dan, kako si?
İyi günler, nasılsın?

Dobro. A ti?
İyiyim. Ya sen?

Ovo je moja žena Edita.
Bu benim eşim Edita.

Ovo je moja žena Edita.
Bu benim karım Edita.

Kako se kaže "doviđenja" na nemačkom jeziku?
Almancada nasıl "hoşça kal" denir?

"Jesi li ti nastavnik?" "Da, jesam."
"Bir öğretmen misin?" "Evet."

On nije znanstvenik, ali on jest naš prijatelj.
O bir kimyager değil ama o bizim arkadaşımız.

Ovo je knjiga.
Bu bir kitap.

Dobar dan.
İyi günler.

To je njegov auto.
Şu, onun arabası.

To je njegov auto.
O, onun arabası.

Ta torba je moja.
O çanta benim.

Oprostite, tko je ova žena?
Afedersiniz, bu kadın kim?

Sat je stao.
Saat durdu.

Japan je pun lijepih gradova. Naprimjer Kyoto i Nara.
Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara.

Ona nije visoka.
O uzun boylu değil.

Dobro je građen.
O yapılı biri.

Umirem od gladi!
Açlıktan ölmek üzereyim!

Imam osamnaest godina.
On sekiz yaşındayım.

Most mora biti sagrađen u šest mjeseci.
Köprü altı ay içinde inşa edilmeli.

Magdalena i Lech imaju trinaest.
Magdalena ve Lech on üç yaşındadır.

Njemačka je hladna zemlja.
Almanya, soğuk bir ülkedir.

Japanski srednjoškolci idu u školu 35 tjedana godišnje.
Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

Jesi li zapisao telefonski broj?
Telefon numarasını not ettin mi?

Ja ću platiti.
Hesabı ben öderim.

Mnoge vrste cvijeća uskoro će izrasti.
Yakında çeşitli çiçekler çıkar.

Skladatelji skladaju glazbu.
Besteciler müzik yaratır.

Uvijek je bio posvećen glazbi.
O, her zaman kendini müziğe adadı.

Htio sam biti astrofizičar.
Bir zamanlar bir astrofizikçi olmak istedim.

On ne zna svirati gitaru.
O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.

Možete li sutra doći na sastanak?
Yarın toplantıya gelebilir misin?

Predajem se. Što god da učinim, nikada ne izgledaš zadovoljno.
Pes. Ben ne yaparsam yapayım asla memnun görünmüyorsun.

Bob mi piše jednom mjesečno.
Bob bana ayda bir kez yazar.

Imam malo engleskih knjiga.
Birkaç İngilizce kitabım var.

Jesi li čuo vijesti na radiju?
Radyodaki haberi duydun mu?

Sigurno je ta lisica ubila kokoš.
Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

Dobro sam, hvala.
İyiyim, teşekkür ederim.

Išla je na audiciju prošli tjedan.
Geçen hafta ses sınavına katıldı.

Mlijeko je dobra namirnica.
Süt iyi bir gıdadır.