Oni ne povas esti sukcesa, se oni ne estas laborema.
Çalışkanlık olmadan başarılı olması mümkün değildir.
Ĉiuj homoj estas denaske liberaj kaj egalaj laŭ digno kaj rajtoj. Ili posedas racion kaj konsciencon, kaj devus konduti unu al alia en spirito de frateco.
Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
Ĉiuj homoj estas denaske liberaj kaj egalaj laŭ digno kaj rajtoj. Ili posedas racion kaj konsciencon, kaj devus konduti unu al alia en spirito de frateco.
Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
Ĉiuj homoj estas denaske liberaj kaj egalaj laŭ digno kaj rajtoj. Ili posedas racion kaj konsciencon, kaj devus konduti unu al alia en spirito de frateco.
Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
Neniu komprenas min.
Hiç kimse beni anlamıyor.
Tio ŝanĝos nenion.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Ne zorgu.
Kusura bakma.
Mi ne komprenas.
Anlamadım.
Mi ne komprenas.
Ben onu anlamıyorum.
Mi ne komprenas.
Anlamıyorum.
Mi ne komprenas.
Bunu anlamıyorum.
Mi ne komprenas.
Onu anlamıyorum.
Kiom for estas la flughaveno?
Havaalanına ne kadar uzaklıkta?
Ni ne povas dormi pro la bruo.
Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
Al la hotelo Hilton bonvolu.
Hilton Oteli, lütfen.
Kiu estas via sangogrupo?
Kan grubunuz nedir?
Bonvolu doni al mi glason da akvo.
Lütfen bana bir bardak su ver.
Bonvolu doni al mi glason da akvo.
Bana bir bardak su ver, lütfen.
Mi revenis! Ho? Ĉu ni havas gaston?
Geri döndüm! Oh? Misafirimiz var mı?
Malvarmas.
Hava soğuk.
Mi ne scias.
Bilmiyorum.
Mi ne scias.
Ben bilmiyorum.
Mi ne scias.
Bilmem.
Ho! Montru ĝin al mi bonvole.
Ah! Onu bana göster lütfen.
Tio estas plezuro por ni.
O zevk bize ait.
Kio?
Ne?
Tiu gitaro estas tiom multekosta, ke mi ne povas aĉeti ĝin.
O gitar o kadar pahalı ki onu satın alamam.
Mi ne parolas la japanan.
Japonca konuşamıyorum.
Mi amas vin!
Seni seviyorum.
Mi amas vin!
Seni seviyorum!
Kia surprizo!
Ne sürpriz!
Mi havas demandon.
Benim bir sorum var.
Mi havas demandon.
Bir sorum var.
Ne forgesu, ke ni havas hejmtaskojn.
Ev ödevimiz olduğunu unutma.
Mi havas kapdoloron.
Başım ağrıyor.
Li diris al mi, ke li iros al Venecio.
Bana Venedik'e gideceğini söyledi.
Feliĉan naskiĝtagon, Muiriel!
Mutlu yıllar Muiriel!
Feliĉan naskiĝtagon, Muiriel!
İyi ki doğdun Muiriel!
Feliĉan naskiĝtagon, Muiriel!
İyi ki doğdun, Muiriel!
Feliĉan naskiĝtagon, Muiriel!
Doğum günün kutlu olsun, Muiriel.
Disvastigu Esperanton!
Esperantoyu yayın!
La kandelo estingiĝis per si mem.
Mum kendi kendine söndü.
Mia patro malpermesis al mi legi librojn enlite.
Babam bana yatakta kitap okumamamı söyledi.
La kalkulilo sur la tablo estas mia.
Masanın üstündeki hesap makinesi benim.
Mi instruos al vi ludi ŝakon.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
Ĉu vi scipovas ŝakludi?
Satranç oynamayı biliyor musun?
Tiuj estas tre malnovaj libroj.
Bunlar çok eski kitaplar.
Tiuj estas miaj libroj.
Bunlar benim kitaplarım.
Mi ŝatas hundojn.
Köpekleri severim.
Hundojn mi ŝatas.
Köpekleri severim.