我們試試看!
Bir deneyelim.
我們試試看!
Deneyip görelim!
這是什麼啊?
Bu nedir?
生日快乐,Muiriel!
Mutlu yıllar Muiriel!
生日快乐,Muiriel!
Doğum günün kutlu olsun, Muiriel.
生日快乐,Muiriel!
İyiki doğdun Muiriel!
我不知道。
Bilmiyorum.
我不知道應該說什麼才好。
Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum.
這個永遠完不了了。
Bu asla bitmeyecek.
剛才我的麥克風沒起作用,不知道為什麼。
Az önce mikrofonum çalışmadı, sebebini bilmiyorum.
不要再把我当成“正常” 人!
Beni "normal" bir insan gibi görmeyi bırak artık!
我叫Jack。
Benim adım Jack.
我爱你。
Seni seviyorum.
这是我的妈妈.
Bu benim annem.
我真的不知道。
Gerçekten bilmiyorum.
那个学生跑得很快,不是吗?
Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?
你做了什么?
Ne yaptın?
我想坐在无烟区。
Sigara içilmeyen bölümde oturmak istiyorum.
东京是一个很大的城市。
Tokyo çok büyük bir şehirdir.
你赞成还是反对这个计划?
Bu planı onaylıyor musun yoksa karşı mısın?
他的家在哪儿?
Onun evi nerede?
我是个男人。
Ben bir erkeğim.
翻译几页英文花了我2个多小时。
Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
我想知道谁来了。
Kimin geldiğini merak ediyorum.
这是我的书。
Bu benim kitabım.
非常感谢!
Çok teşekkür ederim!
你曾经得过重病吗?
Önemli bir hastalık geçirdin mi?
那不可能是玛丽,她现在在医院。
O Mary olamaz. O şimdi hastanede.
英语不容易,但很有意思。
İngilizce kolay değildir, fakat çok ilginçtir.
战争爆发的时候,我们在这里已经住了10年了。
Savaş başladığında biz on yıl boyunca orada yaşadık.
我明天需要知道。
Yarın öğrenmem gerek.
为什么你不来看我们?
Niçin bizi ziyaret etmeye gelmiyorsun?
我给了你一本书。
Sana bir kitap verdim.
我是中国人。
Çinliyim.
早上好!
Günaydın.
他们的婚礼将在明天举行。
Onların düğünleri yarın olacak.
我喜欢独自旅行。
Yalnız seyahat etmeyi severim.
我会尽我所能的。
Elimden gelen her şeyi yapacağım.
我爸爸已经去过希腊了。
Babam Yunanistan'a gitmişti.
他很穷。
O fakirdir.
他们在进入同一所大学后变得更要好了。
Aynı kolejde okumaları sebebiyle en iyi arkadaş oldular.
当我们走到转角处,湖就映入了眼帘。
Köşeyi döndüğümüzde göl göründü.
这是一本书。
Bu bir kitap.
她整晚不停地哭。
Bütün gece ağladı.
父親不在家。
Baba evde değil.
漢字很難讀。
Kanji'nin okunması zordur.
派對在九時完結了。
Parti dokuzda bitti.
人生真是奇妙!
Hayat nasıl bu kadar garip!
這是我的人生嗎?
Bu benim hayatım mı?
失業之後他捱過了一段非常艱苦的日子。
İşini kaybettikten sonra, çok zor zamanlar geçirdi.