# en/ahmedali.xml.gz
# tr/ates.xml.gz
(src)="s1.1"> In the name of Allah , most benevolent , ever-merciful .
(trg)="s1.1"> Rahman ve Rahim Allah ' ın adıyla
(src)="s1.2"> ALL PRAISE BE to Allah , Lord of all the worlds ,
(trg)="s1.2"> Alemlerin Rabbi ( sahibi , yetiştiricisi ) Allah ' a hamdolsun .
(src)="s1.3"> Most beneficent , ever-merciful ,
(trg)="s1.3"> ( O ) Rahman ' dır , Rahim ' dir .
(src)="s1.4"> King of the Day of Judgement .
(trg)="s1.4"> Din ( ceza ve mükafat ) gününün sahibidir .
(src)="s1.5"> You alone we worship , and to You alone turn for help .
(trg)="s1.5"> ( Ya Rabbi ) Ancak sana kulluk eder , ancak Senden yardım isteriz !
(src)="s1.6"> Guide us ( O Lord ) to the path that is straight ,
(trg)="s1.6"> Bizi doğru yola ilet :
(src)="s1.7"> The path of those You have blessed , Not of those who have earned Your anger , nor those who have gone astray .
(trg)="s1.7.0"> -ni ' met verdiğin kimselerin yoluna .
(trg)="s1.7.1"> Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil . ( ya Rabbi ) !
(src)="s2.1"> ALIF LAM MIM .
(trg)="s2.1"> Elif lam mim .
(src)="s2.2"> This is The Book free of doubt and involution , a guidance for those who preserve themselves from evil and follow the straight path ,
(trg)="s2.2"> İşte o Kitap ; kendisinde hiç şüphe yoktur ; müttakiler için yol göstericidir .
(src)="s2.3"> Who believe in the Unknown and fulfil their devotional obligations , and spend in charity of what We have given them ;
(trg)="s2.3"> Onlar ki gaybde ( gizlide , içtenlikle ) inanıp namazlarını kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan ( Allah rızası için ) harcarlar .
(src)="s2.4"> Who believe in what has been revealed to you and what was revealed to those before you , and are certain of the Hereafter .
(trg)="s2.4"> Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar ; ahirete de kesinlikle iman ederler .
(src)="s2.5"> They have found the guidance of their Lord and will be successful .
(trg)="s2.5"> İşte onlar , Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve umduklarına erenler , işte onlardır !
(src)="s2.6"> As for those who deny , it is all the same if you warn them or not , they will not believe .
(trg)="s2.6"> İnkar edenlere gelince , onları uyarsan da , uyarmasan da , onlar için birdir ; inanmazlar .
(src)="s2.7.0"> God has sealed their hearts and ears , and veiled their eyes .
(trg)="s2.7.0"> Allah , onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir , gözlerine de perde inmiştir .
(src)="s2.7.1"> For them is great deprivation .
(trg)="s2.7.1"> Onlar için büyük bir azab vardır .
(src)="s2.8"> And there are some who , though they say : " We believe in God and the Last Day , " ( in reality ) do not believe .
(trg)="s2.8"> İnsanlardan öyleleri de vardır ki , inanmadıkları halde " Allah ' a ve ahiret gününe inandık " derler .
(src)="s2.9"> They ( try to ) deceive God and those who believe , yet deceive none but themselves although they do not know .
(trg)="s2.9"> Allah ' ı ve mü ' minleri aldatmağa çalışırlar , halbuki yalnız kendilerini aldatırlar da farkında olmazlar .
(src)="s2.10.0"> Sick are their hearts , and God adds to their malady .
(trg)="s2.10.0"> Onların kablerinde hastalık vardır .
(trg)="s2.10.1"> Allah da hastalıklarını artırmıştır .
(src)="s2.10.1"> For them is suffering for they lie .
(trg)="s2.10.2"> Yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azab vardır .
(src)="s2.11"> When asked to desist from spreading corruption in the land they say : " Why , we are reformers . "
(trg)="s2.11"> Onlara : " Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın , " dendiği zaman : " Biz sadece düzelticileriz , " derler .
(src)="s2.12"> Yet they are surely mischief-mongers , even though they do not know .
(trg)="s2.12"> İyi bilin ki , onlar bozgunculardır ; fakat anlamazlar .
(src)="s2.13.0"> When asked to believe as others do , they say : " Should we believe like fools ? "
(trg)="s2.13.0"> Onlara : " İnsanların inandıkları gibi siz de inanın " dense , " O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız ? " derler .
(src)="s2.13.1"> And yet they are the fools , even though they do not know .
(trg)="s2.13.1"> İyi bilin ki , asıl beyinsizler kendileridir ; fakat bilmezler .
(src)="s2.14"> When they meet the faithful they say : " We believe ; " but when alone with the devils ( their fellows ) , they say : " We are really with you ; we were joking . "
(trg)="s2.14.0"> İnanmış olanlara rastladıkları zaman ; " İnandık , " derler .
(trg)="s2.14.1"> Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman ; " Biz sizinle beraberiz , biz sadece ( onlarla ) alay ediyoruz , " derler .
(src)="s2.15"> But God will turn the joke against them and allow them to sink deeper into evil and wander perplexed in their wickedness .
(trg)="s2.15"> Allah da kendileriyle alay eder ve onları bırakır ; taşkınları içinde bocalayıp dururlar .
(src)="s2.16"> They are indeed those who bartered away good guidance for error and gained nothing from the deal , nor found the right way .
(trg)="s2.16"> İşte onlar o kimselerdir ki , hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kar etmedi , doğru yolu da bulamadılar .
(src)="s2.17"> They are like a man who kindles a fire , and when its glow has illumined the air God takes away their light leaving them in the dark where they will not be able to see .
(trg)="s2.17.0"> Onların durumu , tıpkı şuna benzer ki , ( aydınlanmak için ) bir ateş yakmak istedi .
(trg)="s2.17.1"> ( Ateş ) çevresini aydınlatır aydınlatmaz , Allah onların nurunu giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı , artık görmezler .
(src)="s2.18"> They are deaf , dumb and blind , and shall never return ;
(trg)="s2.18.0"> ( Onlar ) sağırdırlar , dilsizdirler , kördürler .
(trg)="s2.18.1"> Onlar ( Hakk ' a ) dönmezler .
(src)="s2.19.0"> Or like rain pouring from the sky which hides within it darkness , thunder and lightning .
(trg)="s2.19.0"> Ya da ( onlar ) , gökten boşanan , içinde karanlıklar , gök gürlemesi ve şimşek ( ler ) bulunan bir yağmur ( a tutulmuş ) gibi ( dirler ) .
(src)="s2.19.1"> They thrust their fingers into their ears for safety against noise and death .
(src)="s2.19.2"> But God surrounds those who believe not from all sides .
(trg)="s2.19.1"> Yıldırım seslerinden ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar ; oysa Allah , inkarcıları tamamen kuşatmıştır .
(src)="s2.20.0"> Verily the lightning could snatch away their eyes .
(src)="s2.20.1"> When it flashes forth they walk in its flare .
(trg)="s2.20.0"> Neredeyse gözlerini kapıverecek olan şimşek önlerini aydınlattı mı o ( nun ışığı ) nda yürürler , üzerlerine karanlık çökünce dikilip kalırlar .
(src)="s2.20.2"> When darkness returns they stand still .
(src)="s2.20.3"> And if the Lord wills so He could take away their hearing and sight ; surely God is all-powerful .
(trg)="s2.20.1"> Allah dileseydi elbette işitmelerini ve görmelerini de götürürdü .
(trg)="s2.20.2"> Şüphesiz Allah ' ın her şeyi yapmağa gücü yeter .
(src)="s2.21"> So , O you people , adore your Lord who created you , as He did those before you , that you could take heed for yourselves and fear Him
(trg)="s2.21"> Ey insanlar , sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki , ( azaptan ) korunasınız .
(src)="s2.22.0"> Who made the earth a bed for you , the sky a canopy , and sends forth rain from the skies that fruits may grow -- your food and sustenance .
(trg)="s2.22.0"> O ( Rabb ) ki yeri , sizin için döşek , göğü de bina yaptı .
(trg)="s2.22.1"> Gökten su indirdi , onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı .
(src)="s2.22.1"> So , do not make another the equal of God knowingly .
(trg)="s2.22.2"> Öyleyse siz de , bile bile Allah ' a eşler koşmayın .
(src)="s2.23"> If you are in doubt of what We have revealed to Our votary , then bring a Surah like this , and call any witness , apart from God , you like , if you are truthful .
(trg)="s2.23.0"> Eğer kulumuz ( Muhammed ) e indirdiğimizden şüphe içinde iseniz , haydi onun gibi bir sure getirin .
(trg)="s2.23.1"> Allah ' tan başka bütün şahid ( yardımcı ) larınızı da çağırın ; eğer doğru iseniz ( bunu yapın ) .
(src)="s2.24"> But if you cannot , as indeed you cannot , then guard yourselves against the Fire whose fuel is men and rocks , which has been prepared for the infidels .
(trg)="s2.24"> Yok eğer yapmadınızsa , ki asla yapamayacaksınız , o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan , inkarcılar için hazırlanmış ateşten sakının .
(src)="s2.25.0"> Announce to those who believe and have done good deeds , glad tidings of gardens under which rivers flow , and where , when they eat the fruits that grow , they will say : " Indeed they are the same as we were given before , " so like in semblance the food would be .
(trg)="s2.25.0"> İnanıp yararlı işler yapanlara , altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine aidolduğunu müjdele !
(trg)="s2.25.1"> Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıkça : " Bu , daha önce de rızıklandığımız şeydir , ( dünyada iken de bu rızıktan yemiştik ) " derler .
(src)="s2.25.1"> And they shall have fair spouses there , and live there abidingly .
(trg)="s2.25.2"> ( Cennetteki bu rızık ) , onlara , o ( dedikleri ) ne benzer verilmiştir .
(trg)="s2.25.3"> Onlar için orada tertemiz eşler de vardır ve onlar orada ebedi kalacaklardır .
(src)="s2.26.0"> God is not loath to advance the similitude of a gnat or a being more contemptible ; and those who believe know whatever is from the Lord is true .
(trg)="s2.26.0"> Allah , bir sivrisineği hatta onun da üstünde olan ( ondan daha zayıf bir varlığ ) ı misal vermekten utanmaz .
(trg)="s2.26.1"> İnananlar onun , Rablerinden ( gelen ) bir gerçek olduğunu bilirler .
(src)="s2.26.1"> But those who disbelieve say : " What does God mean by this parable ? "
(trg)="s2.26.2"> İnkar edenler ise : " Allah , bu misalle ne demek istedi ? " derler .
(src)="s2.26.2"> He causes some to err this way , and some He guides ; yet He turns away none but those who transgress ,
(trg)="s2.26.3"> ( Allah ) , onunla birçoğunu saptırır ve yine onunla birçoğunu yola getirir .
(trg)="s2.26.4"> Onunla sadece fasıkları saptırır .
(src)="s2.27"> Who , having sealed it , break God 's covenant , dividing what He ordained cohered ; and those who spread discord in the land will suffer assuredly .
(trg)="s2.27"> Onlar ki , söz verip bağlandıktan sonra Allah ' a verdikleri sözü bozarlar , Allah ' ın , birleştirmesini emrettiği şeyi ( iman ve akrabalık bağlarını ) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar ; işte ziyana uğrayanlar onlardır .
(src)="s2.28.0"> Then how can you disbelieve in God ?
(src)="s2.28.1"> He gave you life when you were dead .
(src)="s2.28.2"> He will make you die again then bring you back to life : To Him then you will return .
(trg)="s2.28"> Allah ' a nasıl nankörlük edersiniz ki , siz ölüler idiniz , O sizi diriltti ; yine öldürecek , yine diriltecek ; sonra O ' na döndürüleceksiniz .
(src)="s2.29"> He made for you all that lies within the earth , then turning to the firmament He proportioned several skies : He has knowledge of everything .
(trg)="s2.29.0"> O ki , yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı ; sonra göğe yöneldi , onları yedi gök olarak düzenledi .
(trg)="s2.29.1"> O , herşeyi bilir .
(src)="s2.30.0"> Remember , when your Lord said to the angels : " I have to place a trustee on the earth , " they said : " Will You place one there who would create disorder and shed blood , while we intone Your litanies and sanctify Your name ? "
(trg)="s2.30.0"> Bir zamanlar Rabbin meleklere : " Ben yeryüzünde bir halife yapacağım , " demişti .
(trg)="s2.30.1"> ( Melekler ) : " Orada bozgunculuk yapan , kan döken birisini mi halife yapacaksın ?
(src)="s2.30.1"> And God said : " I know what you do not know . "
(trg)="s2.30.2"> Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz ? " dediler .
(trg)="s2.30.3"> ( Rabbin ) : Ben sizin bilmediklerinizi bilirim , " dedi .
(src)="s2.31"> Then He gave Adam knowledge of the nature and reality of all things and everything , and set them before the angels and said : " Tell Me the names of these if you are truthful . "
(trg)="s2.31"> Adem ' e isimlerin tümünü öğretti , sonra onları meleklere sunup : " Haydi , doğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin , " dedi .
(src)="s2.32"> And they said : " Glory to You ( O Lord ) , knowledge we have none except what You have given us , for You are all-knowing and all-wise . "
(trg)="s2.32.0"> Dediler ki : " Sen yücesin ( ya Rab ) ; bizim senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur .
(trg)="s2.32.1"> Şüphesiz sen bilensin , hakimsin ( her şeyin içyüzünü bilen , her şeyi yerli yerince yapansın . )
(src)="s2.33.0"> Then He said to Adam : " Convey to them their names . "
(trg)="s2.33.0"> ( Allah ) dedi ki : " Ey Adem , bunlara onların isimlerini haber ver . "
(src)="s2.33.1"> And when he had told them , God said : " Did I not tell you that I know the unknown of the heavens and the earth , and I know what you disclose and know what you hide ? "
(trg)="s2.33.1"> ( Adem ) , bunlara onların isimlerini haber verince ( Allah ) : " Ben size , ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim , sizin açıkladığınızı ve içinizde gizlemekte olduğunuz şeyleri bilirim , dememiş miydim ? dedi .
(src)="s2.34"> Remember , when We asked the angels to bow in homage to Adam , they all bowed but Iblis , who disdained and turned insolent , and so became a disbeliever .
(trg)="s2.34"> Meleklere : " Adem ' e secde edin " demiştik , hemen secde ettiler : Yalnız İblis diretti , böbürlendi , nankörlerden oldu .
(src)="s2.35"> And We said to Adam : " Both you and your spouse live in the Garden , eat freely to your fill wherever you like , but approach not this tree or you will become transgressors .
(trg)="s2.35"> Dedik ki : " Ey Adem , sen ve eşin cennette oturun , ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin , ama şu ağaca yaklaşmayın , yoksa zalimlerden olursunuz ! "
(src)="s2.36.0"> But Satan tempted them and had them banished from the ( happy ) state they were in .
(trg)="s2.36.0"> Derken şeytan onlar ( ın ayağın ) ı oradan kaydırdı , içinde bulundukları ( ni ' met yurdu ) ndan çıkardı .
(src)="s2.36.1"> And We said : " Go , one the antagonist of the other , and live on the earth for a time ordained , and fend for yourselves . "
(trg)="s2.36.1"> ( Biz de ) dedik ki : " Birbirinize düşman olarak inin .
(trg)="s2.36.2"> Sizin , yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lazımdır . "
(src)="s2.37"> Then his Lord sent commands to Adam and turned towards him : Indeed He is compassionate and kind .
(trg)="s2.37.0"> Adem , Rabbinden birtakım kelimeler aldı ( onlarla amel edip Rabbine yalvardı , O da ) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti .
(trg)="s2.37.1"> Şüphesiz O , tevbeyi çok kabul eden ( kulunun günahından geçen ) dir , çok esirgeyendir .
(src)="s2.38.0"> And We said to them : " Go , all of you .
(src)="s2.38.1"> When I send guidance , whoever follows it will neither have fear nor regret ;
(trg)="s2.38"> Hepiniz oradan inin , dedik , " Yalnız ( iyi bilin ki ) size benden bir hidayet geldiği zaman , kimler benim hidayetime uyarsa artık onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir .
(src)="s2.39"> But those who deny and reject Our signs will belong to Hell , and there abide unchanged . "
(trg)="s2.39"> İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise ateş halkıdır , onlar orada ebedi kalacaklardır .
(src)="s2.40.0"> O children of Israel , remember the favours I bestowed on you .
(src)="s2.40.1"> So keep your pledge to Me , and I will mine to you , and be fearful of Me ,
(trg)="s2.40"> Ey İsrail oğulları , size verdiğim ni ' metleri hatırlayın , bana verdiğiniz sözü tutun ki , ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun !
(src)="s2.41"> And believe in what I have sent down which verifies what is already with you ; and do not be the first to deny it , nor part with it for little gain ; and beware of Me .
(trg)="s2.41"> Sizin yanınızda bulunanı doğrulayıcı olarak indirmiş bulunduğum ( Kur ' an ) a inanın ve onu ilk inkar eden , siz olmayın ; benim ayetlerimi birkaç paraya satmayın ve benden sakının .
(src)="s2.42"> Do not confuse truth with falsehood , nor conceal the truth knowingly .
(trg)="s2.42"> Bile bile gerçeği batılla bulayıp hakkı gizlemeyin .
(src)="s2.43"> Be firm in devotion ; give zakat ( the due share of your wealth for the welfare of others ) , and bow with those who bow ( before God ) .
(trg)="s2.43"> Namazı kılın , zekatı verin , rüku edenlerle ( Allah ' ın huzurunda eğilenlerle ) beraber eğilin .
(src)="s2.44.0"> Will you enjoin good deeds on the others and forget your own selves ?
(trg)="s2.44.0"> Siz Kitabı okuduğunuz halde , insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz ?
(src)="s2.44.1"> You also read the Scriptures , why do you then not understand ?
(trg)="s2.44.1"> Aklınızı kullanmıyor musunuz ?
(src)="s2.45"> Find strength in fortitude and prayer , which is heavy and exacting but for those who are humble and meek ,
(trg)="s2.45"> Sabırla , namazla Allah ' tan yardım dileyin , şüphesiz bu , ( Allah ' a ) saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir .
(src)="s2.46"> Who are conscious that they have to meet their Lord , and to Him they have to return .
(trg)="s2.46"> O ( saygılı insa ) nlar , Rablerine kavuşacaklarını ( gözetir ) ve gerçekten O ' na döneceklerini bilirler .
(src)="s2.47"> Remember , O children of Israel , the favours I bestowed on you , and made you exalted among the nations of the world .
(trg)="s2.47"> Ey İsrail oğulları , size verdiğim ni ' meti ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın .
(src)="s2.48"> Take heed of the day when no man will be useful to man in the least , when no intercession matter nor ransom avail , nor help reach them .
(trg)="s2.48"> Ve öyle bir günden sakının ki , o gün hiç kimse , kimsenin cezasını çekmez ( borcunu ödemez ) ; kimseden şefaat ( aracılık , iltimas ) da kabul edilmez ; kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım yapılmaz .
(src)="s2.49"> Remember , We saved you from the Pharaoh 's people who wronged and oppressed you and slew your sons but spared your women : In this was a great favour from your Lord .
(trg)="s2.49.0"> Sizi Fir ' avn ailesinden de kurtarmıştık .
(trg)="s2.49.1"> Hani ( onlar ) , size azabın en kötüsünü reva görüyor , oğullarınızı boğazlayıp , kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı .
(src)="s2.50"> Remember , We parted the sea and saved you , and drowned the men of Pharaoh before your very eyes .
(trg)="s2.50"> Sizin için denizi yarmıştık , sizi kurtarmış ve Fir ' avn ailesini boğmuştuk ; siz de bunu görüyordunuz .
(src)="s2.51"> Yet , remember , as We communed with Moses for forty nights you took the calf in his absence ( and worshipped it ) , and you did wrong .
(trg)="s2.51"> Musa ile kırk gece için sözleşmiştik , sonra siz onun ardından buzağıyı ( tanrı ) edinmiştiniz , ( kendinize böylece ) zulmediyordunuz .
(src)="s2.52"> Even so , We pardoned you that you may be grateful .
(trg)="s2.52"> Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik .
(src)="s2.53"> Remember , We gave Moses the Book and Discernment of falsehood and truth , that you may be guided .
(trg)="s2.53"> Yola gelesiniz diye Musa ' ya Kitap ve furkan ( gerçekle batılı birbirinden ayıran ölçü ) vermiştik .
(src)="s2.54.0"> Remember , Moses said : " My people , by taking this calf you have done yourselves harm , so now turn to your Creator in repentance , and kill your pride , which is better with your Lord . "
(trg)="s2.54.0"> Musa kavmine demişti ki : " Ey kavmim , sizler , buzağıyı ( tanrı ) edinmekle kendinize zulmettiniz ; gelin Yaratıcınıza tevbe edin de nefislerinizi öldürün .
(trg)="s2.54.1"> Bu , Yaratıcınız katında sizin için daha iyidir .
(src)="s2.54.1"> And ( the Lord ) softened towards you , for He is all-forgiving and merciful .
(trg)="s2.54.2"> ( Bu suretle O ) , sizin tevbenizi kabul buyurmuş olur .
(trg)="s2.54.3"> Çünkü O , öyle bağışlayıcı , öyle merhametlidir .
(src)="s2.55"> Remember , when you said to Moses : " We shall not believe in you until we see God face to face , " lightning struck you as you looked .
(trg)="s2.55"> Bir zaman da : " Ey Musa , biz Allah ' ı açıkça görmedikçe sana inanmayız , " demiştiniz de derhal sizi yıldırım gürültüsü yakalamıştı ; siz de bunu görüyordunuz .
(src)="s2.56"> Even then We revived you after you had become senseless that you might give thanks ;
(trg)="s2.56"> Sonra belki şükredersiniz diye sizi ölümünüzün ardından tekrar diriltmiştik .
(src)="s2.57.0"> And made the cloud spread shade over you , and sent for you manna and quails that you may eat of the good things We have made for you .
(trg)="s2.57.0"> bulutu üstünüze gölgelik çektik , size kudret helvası ve bıldırcın indirdik : " Size verdiğimiz güzel rızıklardan yeyin , " ( dedik ) .
(src)="s2.57.1"> No harm was done to Us , they only harmed themselves .
(trg)="s2.57.1"> Ama onlar bize değil , kendi kendilerine zulmediyorlardı .
(src)="s2.58.0"> And remember , We said to you : " Enter this city , eat wherever you like , as much as you please , but pass through the gates in humility and say : ' May our sins be forgiven . '
(src)="s2.58.1"> We shall forgive your trespasses and give those who do good abundance .
(trg)="s2.58"> Demiştik ki : " Şu kente girin , oradan dilediğiniz yerde bol bol yeyin ; secde ederek kapıdan girin ve " hitta ( ya Rabbi , bizi affet ) " deyin ki , biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım , güzel davrananlara daha fazlasını da veririz .
(src)="s2.59"> But the wicked changed and perverted the word We had spoken to a word distorted , and We sent from heaven retribution on the wicked , for they disobeyed .
(trg)="s2.59.0"> Derken o zalimler , onu , kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler .
(trg)="s2.59.1"> Biz de yaptıkları kötülüklerden dolayı o zulmedenlerin üzerine gökten bir azab indirdik .
(src)="s2.60.0"> And remember , when Moses asked for water for his people , We told him to strike the rock with his staff , and behold , twelve springs of gushing water gushed forth so that each of the tribes came to know its place of drinking .
(trg)="s2.60.0"> Bir zaman da Musa , kavmi için su istemişti ; " Asanla taşa vur , " demiştik .
(trg)="s2.60.1"> Bunun üzerine taştan on iki göze fışkırmıştı .
(src)="s2.60.1"> Eat and drink , ( enjoy ) God 's gifts , and spread no discord in the land .
(trg)="s2.60.2"> Her bölük , kendi içecekleri pınarı bilmişti : " Allah ' ın rızkından yeyin , için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak ( başkalarına ) saldırmayın . " ( demiştik . )
(src)="s2.61.0"> Remember , when you said : " O Moses , we are tired of eating the same food ( day after day ) , ask your Lord to give us fruits of the earth , herbs and cucumbers , grains and lentils and onions ; " he said : " Would you rather exchange what is good with what is bad ?
(trg)="s2.61.0"> Hani siz demiştiniz ki : " Ey Musa , biz bir yemeğe dayanamayız , bizim için Rabbine du ' a et de bize yerin bitirdiği sebzesinden , acurundan , sarımsağından , mercimeğinden , soğanından çıkarsın . "
(trg)="s2.61.1"> ( Musa ) : " İyi olanı , daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz ?
(src)="s2.61.1"> Go then to the city , you shall have what you ask . "
(trg)="s2.61.2"> Bir şehre inin , orada size istediğiniz var , " demişti .
(trg)="s2.61.3"> Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu ; Allah ' ın gazabına uğradılar .
(src)="s2.61.2"> So they were disgraced and became indigent , earning the anger of God , for they disbelieved the word of God , and slayed the prophets unjustly , for they transgressed and rebelled .
(trg)="s2.61.4"> Öyle oldu , çünkü onlar , Allah ' ın ayetlerini inkar ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı .
(trg)="s2.61.5"> İsyanadaldıkları , sınırı aştıkları için bunu hak ettiler .
(src)="s2.62"> Surely the believers and the Jews , Nazareans and the Sabians , whoever believes in God and the Last Day , and whosoever does right , shall have his reward with his Lord and will neither have fear nor regret .
(trg)="s2.62"> Şüphesiz inananlar ; yahudiler , hıristiyanlar ve sabiiler ( den ) Allah ' a ve ahiret gününe inanan ve iyi iş ( ler ) yapanlara , Rableri katında mükafat vardır ; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir .
(src)="s2.63"> Remember the day We made the covenant with you and exalted you on the Mount and said : " Hold fast to what We have given you , and remember what is therein that you may take heed . "
(trg)="s2.63"> Bir zaman da sizin sözünüzü almış , üzerinize dağı kaldırmıştık : " Size verdiğimizi kuvvetle tutun , içinde olanı hatırlayın ki ( azabımızdan ) korunasınız , " ( demiştik ) .
(src)="s2.64"> But you went back ( on your word ) , and but for the mercy and grace of God you were lost .
(trg)="s2.64"> Ardından yine dönmüştünüz ; eğer Allah ' ın size iyiliği ve merhameti olmasaydı , elbette ziyana uğrayanlardan olurdunuz .
(src)="s2.65"> You know and have known already those among you who had broken the sanctity of the Sabbath , and to whom We had said : " Become ( like ) apes despised , "
(trg)="s2.65"> İçinizden , Cumartesi günü ( avlanma yasağı ) nı çiğneyenleri elbette bilmişsinizdir ; işte onlara : " Aşağılık maymunlar olun ! " dedik .
(src)="s2.66"> And whom We made an example for the people ( of the day ) and those after them , and warning for those who fear God .
(trg)="s2.66"> Ve bunu , önündekilere ve ardından geleceklere ibret bir ceza , ( Allah ' ın azabından ) korunanlara da bir öğüt yaptık .
(src)="s2.67.0"> Remember , when Moses said to his people : " God demands that you sacrifice a cow , " they said : " Are you making fun of us ? "
(src)="s2.67.1"> And he said : " God forbid that I be of the ignorant . "
(trg)="s2.67.0"> Musa , kavmine : " Allah size bir inek kesmenizi emrediyor . " demişti .
(trg)="s2.67.1"> " Bizimle alay mı ediyorsun ? " dediler . " cahillerden olmaktan Allah ' a sığınırım ! " dedi .
(src)="s2.68.0"> " Call on your Lord for us , " they said , " that He might inform us what kind she should be . "
(trg)="s2.68.0"> Bizim için Rabbine du ' a et , onun ne olduğunu bize açıklasın. dediler .
(src)="s2.68.1"> " Neither old nor young , says God , but of age in between , " answered Moses .
(trg)="s2.68.1"> Dedi ki : " O diyor ki : O ( inek ) ne yaşlı , ne körpe , ikisinin ortasında ( bir inek ) tir !
(src)="s2.68.2"> " So do as you are bid . "
(trg)="s2.68.2"> Haydi , size emredileni yapın . "
(src)="s2.69.0"> " Call on your Lord , " they said , " to tell us the colour of the cow . "
(trg)="s2.69.0"> Dediler ki : " Bizim için Rabbine du ' a et , renginin nasıl olduğunu açıklasın . "
(src)="s2.69.1"> " God says , " answered Moses , " a fawn coloured cow , rich yellow , well pleasing to the eye . "
(trg)="s2.69.1"> Dedi : " O diyor ki : " Rengi parlak , sarı bir inektir , bakanlara sevinç verir . "
(src)="s2.70.0"> " Call on your Lord , " they said , " to name its variety , as cows be all alike to us .
(trg)="s2.70.0"> Bizim için Rabbine du ' a et , onun nasıl bir şey olduğunu bize açıklasın .
(trg)="s2.70.1"> Zira o inek bize ( başka ineklere ) benzer geldi .
(src)="s2.70.1"> If God wills we shall be guided aright . "
(trg)="s2.70.2"> Ama Allah dilerse mutlaka ( emredileni yapmağa ) yol buluruz. dediler .
(src)="s2.71.0"> And Moses said : " He says it 's a cow unyoked , nor worn out by ploughing or watering the fields , one in good shape with no mark or blemish . "
(trg)="s2.71.0"> Dedi : " O şöyle diyor : O , henüz boyundurluk altına alınmamış bir inektir .
(trg)="s2.71.1"> Yeri sürmez , ekin sulamaz .