# pt_br/ted2020-1.xml.gz
# tr/ted2020-1.xml.gz


(src)="1"> Muito obrigado , Chris .
(trg)="1"> Çok teşekkür ederim Chris .

(src)="2.1"> É realmente uma grande honra ter a oportunidade de estar neste palco pela segunda vez .
(src)="2.2"> Estou muito agradecido .
(trg)="2.1"> Bu sahnede ikinci kez yer alma fırsatına sahip olmak gerçekten büyük bir onur .
(trg)="2.2"> Çok minnettarım .

(src)="3"> Eu fui muito aplaudido por esta conferência e quero agradecer a todos pelos muitos comentários delicados sobre o que eu tinha a dizer naquela noite .
(trg)="3"> Bu konferansta çok mutlu oldum , ve anlattıklarımla ilgili güzel yorumlarınız için sizlere çok teşekkür ederim .

(src)="4"> E quero dizer sinceramente , porque eu preciso ( cara de brincadeira ) eu preciso disso ( risadas )
(trg)="4.1"> Bunu içtenlikle söylüyorum , çünkü ...
(trg)="4.2"> ( Ağlama taklidi ) Buna ihtiyacım var .

(src)="5"> Coloquem-se no meu lugar !
(trg)="5"> ( Kahkahalar ) Kendinizi benim yerime koyun !

(src)="6"> Eu voei no Força Aérea 2 por oito anos .
(trg)="6"> Sekiz yıl boyunca Air Force İki ile uçtum .

(src)="7"> E hoje tenho que tirar meus sapatos ou botas para entrar num avião !
(trg)="7"> Şimdi ise bir uçağa binerken ayakkabılarımı çıkarmak zorunda kalıyorum !

(src)="8"> ( risadas e aplausos ) Eu vou contar uma rápida história para mostrar o que isso significa para mim .
(trg)="8"> ( Kahkahalar ) ( Alkış ) Bunun ne demek olduğunu anlayabilmeniz için kısa bir hikaye anlatacağım .

(src)="9"> É uma história verdadeira - cada molécula é verdade .
(trg)="9"> Bu gerçek bir hikaye --- tamamiyle gerçek .

(src)="10"> Logo depois que Tipper e eu deixamos ( suspiro ) a Casa Branca ( risadas ) estávamos na estrada de nossa casa em Nashville para uma pequena fazenda que temos 80 quilômetros ao leste de Nashville --
(trg)="10"> Tipper ve ben Beyaz Saray 'dan -- ( Ağlama taklidi ) -- ayrıldıktan bir süre sonra -- ( Kahkahalar ) -- Nashville 'deki evimizden Nasville 'nin 50 mil ( 80 Kilometre ) uzağındaki çiftliğimize

(src)="11"> dirigindo .
(trg)="11"> kendi kullandığım arabayla gidiyorduk .

(src)="12"> Eu sei que parece uma pequena coisa para vocês , mas ... ( risadas ) Eu olhei no retrovisor e de repente percebi .
(trg)="12"> Biliyorum bu sizin için çok önemsiz bir durum olabilir ama -- ( Kahkahalar ) -- Dikiz aynasına baktım ve gördüğüme inanamadım .

(src)="13"> Não havia uma fila de carros atrás de nós .
(trg)="13"> Arkamızda bir konvoy yoktu .

(src)="14"> Já ouviu falar da dor do membro amputado ?
(trg)="14"> Hayali bacak ağrısını duymuşsunuz mu ?

(src)="15"> ( risada ) Estávamos neste Ford Taurus alugado .
(trg)="15"> ( Kahkahalar ) Arabamız kiralık bir Ford Taurustu .

(src)="16"> Era hora do jantar , e começamos a procurar um lugar para comer
(trg)="16"> Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk .

(src)="17"> Estávamos na I-40 .
(trg)="17"> I-40 otoyolundaydık ve Lebanon Tennessee 'deki 238 . çıkışa girdik .

(src)="19"> Assim que entramos na saída e começamos a procurar , encontramos um Shoney .
(trg)="18"> Çıkışta bir Shoney restaurantı bulduk .

(src)="20"> Uma rede de restaurantes familiares barateiros , para quem não conhece .
(trg)="19"> Bilmeyenler için söyleyeyim , ucuz bir aile restaurant zinciridir .

(src)="21"> Entramos , sentamos num reservado e uma garçonete veio , e ficou muito perturbada ao ver Tipper .
(trg)="20"> İçeri girdik ve bir masaya oturduk garson kız geldi ve Tipper 'e büyük bir ilgi gösterdi .

(src)="22"> ( risadas ) Ela anotou nosso pedido e foi atender um casal no outro reservado. e ela baixou tanto a voz que eu realmente tive que fazer força para escutar o que disse .
(trg)="21"> Şiparişi aldı ve yandaki masada oturan çiftin yanına gitti , onlara sessizce bişeyler söyledi , duyabilmek için dikkatle dinledim .

(src)="23"> Ela disse " Sim , é o ex-vice presidente Al Gore e sua esposa Tipper " .
(trg)="22"> " Evet yan masada oturanlar eski Başkan Yardımcısı Al Gore ve eşi Tipper . "

(src)="24"> E o homem disse " Ele desceu bastante , não foi ? "
(trg)="23.1"> dedi .
(trg)="23.2"> Masadaki adam " Çok uzun bir yoldan gelmiş , değil mi ? "

(src)="25"> ( Risadas ) Tenho tido uma série de epifanias .
(trg)="24.1"> dedi .
(trg)="24.2"> Bunun gibi çok sayıda olay oluyor .

(src)="26"> No dia seguinte , continuando a nossa história realmente verdadeira , Eu entrei num G-5 para chegar à África e fazer um discurso na Nigéria , em Lagos , sobre energia .
(trg)="25"> Sonraki günlerden birinde ise , bu da tamamen gerçel bir hikayedir , Nijerya 'nın Lagos şehrinde enerji konulu bir konuşma yapmak amacıyla Afrika 'ya giden bir G-5 uçağna bindim .

(src)="27"> E comecei contando a história que havia acabado de acontecer no dia anterior em Nashville .
(trg)="26"> Konuşmama bir gün önce Nashville 'de yaşadığım hikayeyi anlatarak başladım .

(src)="28.1"> E eu contei a eles , quase a mesma coisa que eu compartilhei com vocês .
(src)="28.2"> Tipper e eu dirigindo sozinhos , o Shoney , rede de restaurantes familiares barateiros , o que o homem disse - e eles riram .
(trg)="27.1"> Aynen biraz önce size anlattığım gibi anlattım .
(trg)="27.2"> Tipper ile birlikte arabayla yolculuk ediyorduk , Shoney , ucuz aile restaurant zinciri , adamın söyledikleri - herkes güldü .

(src)="29"> Eu fiz o meu discurso , voltei para o aeroporto para voltar para casa .
(trg)="28"> Konuşmam bittikten sonra dönüş için havaalanına gittim .

(src)="30"> Dormi no avião , até que no meio da noite , aterrisamos nos Açores para reabastecer .
(trg)="29"> Uçakta uyudum ve gece yarısı Azores adalarına yakıt ikmali için indiğimizde uyandım .

(src)="31"> Acordei , eles abriram a porta , eu saí para respirar ar fresco , e vi um homem correndo na pista .
(trg)="30"> Kapıyı açtılar ve biraz temiz hava almak için uçaktan dışarı çıktım , bir adamın pist boyunca koştuğunu gördüm .

(src)="32.1"> Ele agitava um pedaço de papel e gritava , Ligue para Washington !
(src)="32.2"> Ligue para Washington !
(trg)="31"> Elinde bir kağıdı sallayarak bağırıyordu , " Washington 'u arayın , Washington 'u arayın ! "

(src)="33.1"> E pensei comigo mesmo , no meio da noite , no meio do Atlântico o que poderia haver de errado em Washington ?
(src)="33.2"> E então lembrei que poderia haver um punhado de coisas .
(trg)="32.1"> Kendi kendime düşündüm .
(trg)="32.2"> " Gece yarısı ve Atlas Okyanusu 'nun ortasında Washington ile ilgili ne olabilir ? "
(trg)="32.3"> Sonra bir sürü şey olabileceği aklıma geldi .

(src)="34"> ( risadas )
(trg)="33"> ( Kahkahalar )

(src)="35.1"> Mas não era isso - minha equipe ficou muito preocupada porque uma das agências nigerianas já havia publicado uma história sobre o meu discurso .
(src)="35.2"> E ela já estava impressa em cidades de todos os Estados Unidos
(trg)="34.1"> Fakat çalışanlarımdan birisi oldukça üzgündü çünkü Nijerya 'daki haber ajanslarından birisi konuşmamla ilgili bir hikaye yazmışlardı .
(trg)="34.2"> Ve bu haber ABD 'nin tüm şehirlerine yayılmıştı .

(src)="36"> já estava em Monterey , eu verifiquei .
(trg)="35"> Monterey 'de yayınlandığını gözlerimle gördüm .

(src)="37.1"> E a história começava ...
(src)="37.2"> " O ex-vice presidente Al Gore anunciou ontem na Nigeria " Eu e minha esposa Tipper abrimos um restaurante familiar barateiro , chamado Shoney , e eles estão tocando o negócio eles mesmos " . ( risadas ) Antes de eu chegar a solo americano David Letterman e Jay Leno já tinham começado a história - e um deles me colocou com um enorme chapéu de chef branco , enquanto Tipper dizia " Mais um hambúrguer com fritas ! "
(trg)="36.1"> Hikaye şöyleydi , Eski başkan yardımcısı Al Gore dün Nijerya 'da yaptığı konuşmada Eşi Tipper ile birlikte Shoney isimli bir ucuz aile restaurantı açtıklarını ve işlettiklerini açıkladı . "
(trg)="36.2"> ( Kahkahalar ) Birleşik Devletler topraklarına ayak basmadan önce David Letterman ve Jay Leno çoktan dalga geçmeye başlamışlardı . -- bana büyük beyaz bir aşçı şapkası almışlardı , Tipper ise " Bir tane daha burger , yanında patates kızartması da olacak ! "

(src)="38"> Três dias depois , recebi uma deliciosa carta manuscrita de meu amigo e companheiro e colega Bill Clinton , dizendo " Parabéns pelo novo restaurante , Al ! "
(trg)="37.1"> diyordu .
(trg)="37.2"> Üç gün sonra ise el yazısı ile yazılmış çok güzel , uzun bir mektup aldım gönderen arkadaşım ve ortağım Bill Clinton 'dı .
(trg)="37.3"> " Yeni restaurantında başarılar dilerim Al ! "

(src)="39"> ( risadas ) Nós gostamos de celebrar os nossos sucessos nesta vida .
(trg)="38.1"> yazıyordu .
(trg)="38.2"> ( Kahkahalar ) İkimiz de birbirimizin hayattaki başarılarını tebrik etmekten hoşlanırız .

(src)="40"> E eu iria falar sobre a informação ecológica .
(trg)="39"> Ben ekoloji ile ilgili konuşmayı amaçlamıştım .

(src)="41"> Mas eu pensei que como eu estou planejando voltar habitualmente ao TED , talvez eu possa falar sobre isso numa outra ocasião .
(trg)="40"> Ama bunu TED 'de konuşmayı yaşam boyu sürecek bir alışkanlığa dönüştürmeden önce planlamıştım , bu yüzden o konuyla ilgili bir dahaki sefere konuşurum .

(src)="42"> ( Aplausos ) Chris Anderson : Está fechado !
(trg)="41"> ( Alkışlar ) Chris Anderson : Bu bir anlaşmadır !

(src)="43.1"> Al Gore : Eu quero focar no que muitos de vocês disseram que gostariam que eu elaborasse .
(src)="43.2"> O que vocês podem fazer sobre a crise climática ?
(trg)="42.1"> Al Gore : Kaçınızın benim özenle hazırlanmamı istediğinizi görmek istedim .
(trg)="42.2"> İklim krizi ile ilgili ne yapabilirsiniz ?

(src)="44"> Eu quero começar com --- Eu vou mostrar-lhes algumas novas imagens e vou recapitular só quatro ou cinco .
(trg)="43"> Başlayalım -- Şimdi size birkaç yeni görüntü göstermek istiyorum .

(src)="45"> Agora , o slide show .
(trg)="44"> Şimdi slayt gösterisi .

(src)="46"> Eu o atualizo a cada apresentação .
(trg)="45"> Bu gösteriyi her gösterim öncesi yeniliyorum .

(src)="47"> E coloco novas imagens porque eu aprendo mais sobre isso a cada apresentação .
(trg)="46"> Her seferinde yeni görüntüler ekliyorum çünkü her gösterimde yeni bilgiler ediniyorum .

(src)="48"> É como catar conchas , sabem ?
(trg)="47"> Bu sahilde gezinti gibi bir şey .

(src)="49"> A cada maré que vem e vai , você encontra mais conchas .
(trg)="48"> Dalga kıyıya her vurduğunda başka deniz kabukları bulursunuz .

(src)="50"> Nos últimos dois dias , tivemos novos recordes de temperatura para Janeiro .
(trg)="49"> Son iki gün Ocak ayı sıcaklık rekoru kırıldı .

(src)="51"> Este é válido só para os Estados Unidos .
(trg)="50"> Bu Amerika Birleşik Devletleri için olan bir rekor .

(src)="52.1"> A média histórica para Janeiro é 0 graus Celsius .
(src)="52.2"> No último mês foi de 4,1 graus Celsius .
(trg)="51.1"> Ocak ayı genel ortalaması 31 dereceydi .
(trg)="51.2"> Geçen ay ortalaması ise 39.5 derece .

(src)="53"> Eu sei que vocês querem mais más notícias sobre o meio ambiente - estou brincando - mas estes são os slides de recapitulação
(trg)="52"> Çevreyle ilgili daha kötü haberler beklediğinizin farkındayım -- Şaka yapıyorum -- bunlar özet slaytları ,

(src)="54"> e então eu vou mostrar novos achados sobre o que você pode fazer .
(trg)="53"> sonrasında ise neler yapabileceğinizle ilgili yeni bilgileri paylaşacağım .

(src)="55"> Mas eu quero trabalhar sobre alguns destes .
(trg)="54"> Bunlardan birkaçını ayrıntılı olarak anlatacağım .

(src)="56"> Antes de mais nada , esta era a projeção da contribuição dos EUA para o aquecimento global , com os negócios como sempre .
(trg)="55.1"> Bunlardan birincisi Birleşik Devletler iş dünyasının küresel ısınma ile öngörüsü hakkında .
(trg)="55.2"> Elektrik kullanımındaki verimlilik en uygulanabilir konudur .

(src)="57"> Eficiência no uso final da eletricidade e o uso final de toda energia é a fruta mais baixa .
(trg)="56"> Verimlilik ve koruma :

(src)="58"> Eficiência e conservação : não é custo , é lucro .
(trg)="57"> bir bedel değil kazançtır .

(src)="59"> O sinal está errado .
(trg)="58"> Bu yanlış bir işarettir .

(src)="60"> Não é negativo , é positivo .
(trg)="59"> Olumsuz değil , olumludur .

(src)="61"> Estes são investimentos que se pagam .
(trg)="60"> Bunlar kendi kendileri yenileyen gelişmelerdir .

(src)="62"> Mas também são muito eficientes para nos tirar de nossa trilha .
(trg)="61"> Bunlar aynı zamanda bizim yolumuzu değiştirmektedir .

(src)="63"> Carros e caminhões - Eu falei sobre isso no slideshow. mas quero colocar isso em perspectiva .
(trg)="62"> Otomobiller ve kamyonlar -- Bunlardan slayt gösterimde bahsetmiştim , fakat şimdi yeni bir bakış açısı getirmek istiyorum .

(src)="64"> É um alvo fácil e visível , e é assim que deve ser , mas há mais poluição que causa aquecimento de construções do que de carros e caminhões .
(trg)="63"> Bu kolay ve açık bir örnektir ve öyle de olmalıdır , fakat binaların küresel ısınmaya olan etkisi otomobil ve kamyonlardan daha fazladır .

(src)="65"> Carros e caminhões são muito importantes , e nós temos os piores padrões do mundo ,
(trg)="64"> Dünya üzerindeki otomobil ve kamyonların standartları çok düşüktür

(src)="66.1"> e devemos tratar disso .
(src)="66.2"> Mas é apenas uma parte do quebra-cabeças .
(trg)="65"> ve bundan bahsetmemiz gerekmektedir .

(src)="67"> Outras formas de transporte e sua eficiência são tão importantes quanto os carros e caminhões !
(trg)="66"> Diğer ulaşım araçlarının verimliliği de otomobiller ve kamyonlar kadar önemlidir .

(src)="68"> Energias renováveis , nos atuais níveis de eficiência tecnológica podem fazer este tanto de diferença , e com isso o que Vinod e John Doerr e outros ,
(trg)="67"> Yenilennebilir enerji , teknolojik verimlilik üzerinde çok daha fazla etkiye sahip olmalıdır ve Vinod , John Doerr , diğerleri ve burada bulunan sizlerin çoğunuz

(src)="69"> muitos de vocês aqui -- muitas pessoas diretamente envolvidas nisso -- esta cunha vai crescer muito mais rápido do que as projeções nos mostram .
(trg)="68"> doğrudan bu meselenin içindesiniz. bu ayrışma şu andakinden daha hızlı şekilde büyümeye devam edecektir .

(src)="70"> Captura e sequestro de carbono -- é o que CCS significa -- e deve se transformar numa aplicação matadora que nos permitirá continuar a usar os combustíveis fósseis de uma forma segura .
(trg)="69"> Öldürücü bir hal almakta olan karbon tutumu ve sekestrasyonuna ortadan kaldırmak için fosil yakıtlarını daha güvenli bir halde kullanma zorunluluğumuz artmaktadır .

(src)="71"> Ainda não cheguei lá .
(trg)="70"> Henüz o düzeyde değiliz .

(src)="72.1"> OK .
(src)="72.2"> O que você pode fazer ?
(trg)="71"> Peki , şimdi neler yapabilirsiniz ?

(src)="73"> Reduzir as emissões em sua casa .
(trg)="72"> Evlerinizdeki emisyonu düşürün .

(src)="74"> A maior parte destes gastos também são rentáveis .
(trg)="73"> Bu sarfiyetın çoğu kazanılabilir .

(src)="75"> Isolamento , melhor design , comprar eletricidade verde onde você puder .
(trg)="74"> İzolasyon , daha iyi dizaynlar ve yapabildiğiniz ölçüde yeşil elektrik alımı .

(src)="76.1"> Eu falei de automóveis .
(src)="76.2"> Compre um híbrido .
(trg)="75"> otomobiller mesela -- hibrit otomobil alın .

(src)="77"> Use o trem elétrico .
(trg)="76"> Demiryolunu kullanın .

(src)="78"> Encontre outras opções que são melhores .
(trg)="77"> Ve daha iyi olan farklı girişimlerde bulunun .

(src)="79"> Isso é importante .
(trg)="78"> Bu çok önemli .

(src)="80"> Ser um consumidor verde .
(trg)="79"> Yeşil tüketici olun .

(src)="81"> Você pode escolher em tudo o que você compra , entre coisas que têm um efeito duro ou muito menos impacto. impacto duro na crise climática global .
(trg)="80"> Birşeyler alırken etkisinin küresel iklim krizine etkisini göz önünde bulundurun .

(src)="82.1"> Pense nisso .
(src)="82.2"> Tome a decisão de viver uma vida neutra em consumo de carbono .
(trg)="81.1"> Düşünün .
(trg)="81.2"> Nötr karbon bir yaşam yaşamayı seçin .

(src)="83"> Aqueles de vocês que são bons em construir marcas , Eu adoraria ter seu aconselhamento e ajuda em como dizer isso de forma a me conectar com mais pessoas .
(trg)="82"> Markalamada uzman olan sizlerin tüm insanları ilgilendirecek bir terim bulma konusunda sizin yardımınıza ihtiyacım var .

(src)="84"> É mais fácil do que você imagina .
(trg)="83"> Düşündüğünüzden de daha kolay .

(src)="85"> Realmente é .
(trg)="84"> Gerçekten öyle .

(src)="86"> Muitos de nós tomamos esta decisão e é realmente fácil .
(trg)="85"> Burada bulunanların çoğu bu tercihi yaptılar ve bu gerçekten çok kolay .

(src)="87"> Reduzir suas emissões de carbono em todas as escolhas que você faz , e então comprar ou adquirir o que faltar do que você não conseguiu reduzir completamente .
(trg)="86.1"> yaptığınız tercihlerle karbondiyoksit salınımını azaltın , sonrasında ise yapamadığınız için seçimler yapıın .
(trg)="86.2"> Bunun ne anlama geldiğini " climatecrisis.net " te bulabilirsiniz .

(src)="89"> Esta é uma calculadora de carbono .
(trg)="87"> Orada bir karbon sayacı bulunmakta .

(src)="90"> Participant Productions reuniu , com o meu envolvimento ativo , os melhores programadores do mundo nesta ciência arcana de calcular o carbono para construir uma calculadora de carbono que seja amigável para o consumidor .
(trg)="88"> Dünyadaki lider bilgisayar yazılımcıları benim de katılımımla kullanıcı dostu bir karbon sayacı geliştirdiler .

(src)="91"> Com ela , você pode calcular precisamente suas emissões de CO2 , e então você recebe opções para reduzi-las .
(trg)="89"> CO2 salınımınızı kesin olarak hesaplayabilir ve sonrasında da bu salınımı nasıl azaltabileceğinize dair öneriler alabilirsiniz .

(src)="92"> E quando o filme for lançado em Maio , ela será atualizada para a versão 2.0 e nós teremos a possibilidade de neutralizar através de cliques .
(trg)="90"> Ve Mayıs ayında gösterime girecek sinema filmiyle 2.0 sürümü kullanıma açılacak ve bir tıkla neler satın alabileceğimize ulaşacağız .

(src)="93.1"> Próximo .
(src)="93.2"> Você já pensou em neutralizar o seu negócio ?
(trg)="91"> İkinci olarak işinizi nasıl karbon nötr hale getirebileceğinizi düşünün .

(src)="94"> De novo , alguns de nós o fizemos , e não é tão difícil quanto parece .
(trg)="92"> Yine bazılarınız bunu yaptı , ve bu da düşündüğünüz kadar zor değil .

(src)="95"> Integrar soluções climáticas em todas as suas inovações , não importa se você trabalha com tecnologia ou diversão , ou design e arquitetura comunitária .
(trg)="93"> Teknoloji , eğlence , ya da dizayn ve mimarlıkla uğraşıyorsanız , inovasyonlarınıza iklim çözümleri dahil edin .

(src)="96"> Invista em sustentabilidade .
(trg)="94"> Sürdürülebilir yatırımlar yapın .

(src)="97"> Majora falou isso .
(trg)="95"> Majora bunu ifade etmişti .

(src)="98"> Escute , se você investir dinheiro com administradores que você compensa baseado na sua performance anual , nunca mais haverá reclamações sobre o relatório trimestral do CEO .
(trg)="96"> Eğer yatırım yaptığınız yöneticilerinizin yıllık performanslarını değerlendiriyorsanız üç aylık raporlar hazırlatmayın .

(src)="99"> Através do tempo , as pessoas fizeram o que você as pagou para fazer .
(trg)="97"> Zaman içinde insanlar onlara ne için ödeme yapıyorsanız onu yaparlar .

(src)="100"> E se eles julgarem quanto eles vão receber pelo seu capital investido , baseados no retorno a curto prazo , você terá que tomar decisões de curto prazo .
(trg)="98"> Ve eğer sermayenizle ilgili ne kadar yatırım yaptıklarına bağlı olarak ödeme alıyorlarsa kısa dönemli dönüt verdiğinizde kısa dönemli kararlar alacaklardır .

(src)="101"> Há muito mais a ser dito sobre isso .
(trg)="99"> Bununla ilgili birkaç şey daha söylemek istiyorum .

(src)="102"> Transforme-se num catalizador de mudança .
(trg)="100"> Değişimin katalizörü olun .