# bs/ted2020-1004.xml.gz
# tr/ted2020-1004.xml.gz


(src)="1"> Ovdje sam da bih Vam pokazao fotografije plemena Lakota .
(trg)="1"> Bugün , Lakota fotoğraflarımı göstermek için buradayım .

(src)="2"> Mnogi od Vas su možda čuli za ovo pleme , ili barem za jednu veću grupu plemena zvanih Sijuksi .
(trg)="2"> Birçoğunuz Lakota 'yı duymuş olabilirsiniz ; ya da en azından Siular adındaki daha büyük kabileler grubunu duymuşsunuzdur .

(src)="3"> Lakota je jedno od mnogih plemena koji su bili prisilno naseljeni u logore za ratne zarobljenike , koji se danas nazivaju rezervatima .
(trg)="3"> Lakota , topraklarından çıkarılarak şu anda rezervasyon denilen savaş esiri kamplarına gönderilen birçok kabileden biridir .

(src)="4.1"> Na rezervatu Pajn Ridž , snimio sam fotografije koje ćete danas vidjeti .
(src)="4.2"> Ovaj rezervat se nalazi oko 120 km jugoistočno od planine Blek Hils u Južnoj Dakoti .
(trg)="4"> Bugünkü slayt gösterisinin konusu olan Pine Ridge Rezervasyonu , Güney Dakota 'daki Black Hills 'in ( Siyah Tepeler ) 120 km güneydoğusunda bulunur .

(src)="5"> Ponekad ga nazivaju Logorom za ratne zarobljenike broj 334 , i to je mjesto gdje pleme Lakota danas živi .
(trg)="5"> Buradan bazen , 334 Numaralı Savaş Esiri Kampı olarak da bahsedilir ve şu anda Lakotalar 'ın yaşadığı yerdir .

(src)="6"> Ako je iko od Vas ikada čuo za AIM , Američki Indijanski Pokret , ili za Rasela Minsa , ili za Leonarda Peltiera , ili za oružani sukob na Oglala rezervatu , onda znate i da je rezervat Pajn Ridž epicentar svih problema Američkih Indijanaca .
(trg)="6"> Eğer Amerikan Kızılderili Hareketi AIM 'i duyduysanız , ya da Russell Means 'i ya da Leonard Peltier 'i ya da Oglala sorununu , o zaman Pine Ridge 'in ABD 'deki Yerli sorunlarıyla ilgili sıfır noktası olduğunu bilirsiniz .

(src)="7.1"> Pozvan sam danas da ispričam nešto o svojoj vezi sa plemenom Lakota , za koju mogu reći da je zaista teška .
(src)="7.2"> Jer , ukoliko niste sami zaključili na osnovu boje moje kože , ja sam bijelac , a to je ogromna prepreka kad ste u indijanskom rezervatu .
(trg)="7"> Benden Lakota 'ya ilişkim hakkında bugün biraz konuşmam istendi ; ve bu benim için çok zor bir şey çünkü eğer derimin renginden fark etmediyseniz , ben beyazım ve bu , bir Yerli rezervasyonunda çok büyük bir engeldir .

(src)="8"> Na fotografijama ćete vidjeti mnogo ljudi ,
(trg)="8"> Bugün fotoğraflarımda birçok kişi göreceksiniz

(src)="9"> s kojima sam se ja zbližio i koji su me dočekali kao porodica .
(trg)="9"> ve ben bu insanlarla çok yakınlaştım ve beni ailelerinden biri gibi kabul ettiler .

(src)="10.1"> Oslovljavali su me sa brate ili striče i uvijek su me iznova pozivali u zadnjih pet godina .
(src)="10.2"> Ali , na rezervatu Pajn Ridž ,
(trg)="10.1"> Bana " kardeş " ve " amca " diye hitap ettiler ve beş yıl boyunca beni tekrar tekrar davet ettiler .
(trg)="10.2"> Fakat ben Pine Ridge 'de

(src)="11"> ja ću uvijek biti wašichu ,
(trg)="11"> her zaman bir " wasichu " olacağım ;

(src)="12"> a riječ wašichu u jeziku plemena Lakota označava nekoga ko nije Indijanac , ali u svom drugom značenju , ova riječ znači " onaj koji uzima najbolje meso za sebe . "
(trg)="12"> " wasichu " bir Lakota kelimesi ; anlamı , Kızılderili olmayan ; fakat başka bir anlamı da " en iyi eti kendine alan " demek .

(src)="13"> A ja upravo to značenje želim naglasiti - onaj koji uzima najbolji dio mesa za sebe .
(trg)="13"> Ve benim üzerinde durmak istediğim de bu anlamı ; etin en iyi yerini kendine alan .

(src)="14"> To znači pohlepan .
(trg)="14"> Açgözlü anlamına geliyor .

(src)="15"> Pogledajte auditorij u kojem se nalazimo .
(trg)="15"> Bu oditoryuma şöyle bir bakın bugün .

(src)="16"> Na kampusu smo privatnog univerziteta na zapadu Sjedinjenih Država , sjedimo u crvenim somotnim stolicama s novcem u džepu .
(trg)="16"> Amerika 'nın batısında bir özel okuldayız ; cebimizde paramızla kırmızı kadife koltuklarda oturuyoruz .

(src)="17"> I ako pogledamo kako živimo , zaista smo uzeli najbolji dio mesa .
(trg)="17"> Ve hayatlarımıza bakacak olursak biz gerçekten etin en iyi yerini almış durumdayız .

(src)="18"> Dakle , pogledajmo sada zbirku fotografija ljudi koji su izgubili da bismo mi mogli imati , i znajte kad vidite ova lica da to nisu samo slike Lakota indijanaca , već da su te slike simbol za sve domorodačke narode .
(trg)="18"> Bugün biz kazanalım diye kaybeden insanların olduğu fotoğraflara bakalım ; ve yüzlerini gördüğünüzde bilin ki bu insanlar sadece Lakota 'nın resimleri değildir ; tüm yerlileri temsil etmektedirler .

(src)="19"> Na ovom listu papira , je zapisana istorija koju sam naučio od mojih prijatelja i familije iz plemena .
(trg)="19"> Bu kağıt parçasında Lakotalı arkadaşlarımdan ve ailemden öğrendiğim şekliyle tarih bulunmaktadır .

(src)="20"> Ovo što slijedi je hronologija skopljenih sporazuma , prekršenih sporazuma i masakra predstavljenih kao bitke .
(trg)="20"> Aşağıdakiler , yapılan antlaşmaların , ihlâl edilmiş antlaşmaların ve savaş adıyla gizlenen katliamların kronolojisidir .

(src)="21.1"> Počeću s godinom 1824 .
(src)="21.2"> Ured za indijanske poslove
(trg)="21.1"> 1824 'ten başlayayım .
(trg)="21.2"> Kızılderili İşleri Bürosu olarak bilinen yer ,

(src)="22"> je osnovan unutar Ministarstva za rat , iz čega se dala naslutiti agresija u našim odnosima prema Američkim starosjediocima .
(trg)="22"> Amerikan Yerlileri 'yle ilişkilerimizde erkenden bir saldırgan tavrı ortaya koyarak Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulmuştur .

(src)="23"> 1851 . : Sklopljen je prvi Sporazum u Fort Laramiju , čime su jasno označene granice Lakota nacije .
(trg)="23"> 1851 : İlk Fort Laramie Antlaşması yapılmıştır ; burada Lakota ülkesinin sınırları net olarak gösterilmiştir .

(src)="24"> Prema sporazumu , to je zemlja suverenog naroda .
(trg)="24"> Antlaşmaya göre , o topraklar bağımsız bir ulustur .

(src)="25"> Da su granice po ovom sporazumu bile poštivane - što su i trebale biti po zakonskoj osnovi - karta S.A.D. bi danas ovako izgledala .
(trg)="25"> Bu antlaşmadaki sınırlar korunsaydı -ve korunması gerektiğinin yasal bir zemini vardır- bugün Amerika böyle görünecekti .

(src)="26"> 10 godina poslije ,
(trg)="26"> 10 yıl sonra ,

(src)="27"> Homsted zakon , kojeg je potpisao predsjednik Linkoln , izazvao je buijicu doseljenika bijelaca na indijansku zemlju .
(trg)="27"> Başkan Lincoln tarafından imzalanan Evyeri Kanunu Yerli topraklarına beyaz göçmenlerin akmasına neden oldu .

(src)="28"> 1863 . : Ustanak Santi Sijuksa u Minesoti se završava vješanjem 38 Sijuksa muškaraca , što je najveće masovno smaknuće u američkoj istoriji .
(trg)="28"> 1863 : Minnesota 'daki Santee Siuları 'nın ayaklanması 38 Siu erkeğinin asılmasıyla sonuçlandı ; ABD tarihindeki en büyük toplu infaz .

(src)="29"> Pogubljenje je naredio Predsjednik Linkoln samo dva dana nakon što je potpisao Proglas o oslobođenju robova .
(trg)="29"> İnfaz emri , Başkan Lincoln tarafından Özgürlük Bildirgesi 'ni imzalamasından sadece iki gün sonra verilmişti .

(src)="30.1"> 1866 , začeci transkontinentalne željeznice - jedno novo doba .
(src)="30.2"> Prisvojili smo zemlju da bi putevi i vozovi
(trg)="30.1"> 1866 , kıtayı geçen tren yolunun yapımının başlaması , yeni bir dönem .
(trg)="30.2"> Trenler ve yollara kestirmeler açmak için

(src)="31"> presjekli zemlju Lakota tačno kroz njeno srce .
(trg)="31"> Lakota Ülkesi 'nin kalbindeki topraklara el koyduk .

(src)="32"> Sporazuma kao da nije ni bilo .
(trg)="32"> Antlaşmalar unutulmuştu .

(src)="33.1"> Zauzvrat , tri plemena pod vođstvom Lakota poglavice Crvenog Oblaka višestruko su napadali i poražavali američku vojsku .
(src)="33.2"> Želim da ponovim taj dio .
(trg)="33.1"> Bunun karşılığında , Lakota şefi Kırmızı Bulut tarafından yönetilen üç kabile saldırdı ve ABD ordusunu birçok kez yendi .
(trg)="33.2"> Bu bölümü tekrarlamak istiyorum .

(src)="34"> Lakote su porazili američku vojsku .
(trg)="34"> Lakota ABD ordusunu yendi .

(src)="35"> 1868 . : Drugi sporazum u Fort Laramiju jasno jamči suverenitet Velike Sijuks nacije i Lakotino vlasništvo svete Blek Hils planine .
(trg)="35"> 1868 : İkinci Fort Laramie Antlaşması Büyük Siu Milleti 'nin bağımsızlığını ve kutsal Siyah Tepeler 'in Lakota 'ya ait olduğunu açıkça garanti eder .

(src)="36.1"> Vlada takođe obećava pravo na zemlju i lov u susjednim državama .
(src)="36.2"> " Obećajemo da okrugu Pauder River
(trg)="36.1"> Hükümet aynı zamanda toprak ve çevre eyaletlerde avlanma hakkı da vadeder .
(trg)="36.2"> Powder River kırsalının bundan sonra tüm beyazlara kapalı

(src)="37"> od sada pa nadalje bijelci neće imati pristup . "
(trg)="37"> olacağına söz verdik .

(src)="38"> Sporazum se činio kao potpuna pobjeda Crnog Oblaka i Sijuksa .
(trg)="38"> Antlaşma , Kırmızı Bulut ve Siular için tam bir zafer gibi gözüküyordu .

(src)="39"> Zapravo je ovo jedini rat u američkoj istoriji , u kojem je vlada potpisala mirovni sporazum pristajući na sve zahtjeve neprijatelja .
(trg)="39"> Aslında , bu , Amerikan tarihindeki , hükümetin düşmanın tüm istediklerini kabul etmek zorunda kalarak barış müzakere ettiği tek savaştır .

(src)="40"> 1869 . : Završena je transkontinentalna željeznica .
(trg)="40"> 1869 : Kıtayı geçen tren yolu bitirildi

(src)="41"> Počela je prevoziti , između ostalog , mnoštva lovaca koji su otpočeli masovno ubijanje bizona , eliminarajući tako izvor hrane , odjeće i skrovišta za Sijukse .
(trg)="41"> ve diğer şeylerin yanında , büyük miktarlarda bufalo öldüren avcıları da taşımaya başladı ve böylece Siular için bir yiyecek , giyecek ve barınak kaynağı yok olmaya başladı .

(src)="42"> 1871 . : Zakonom o prisvajanju Indijanaca svi Indijanci postaju štićenici federalne vlade .
(trg)="42"> 1871 : Kızılderili El Koyma Kanunu tüm Kızılderililer 'i federal hükümetin vesayetine soktu .

(src)="43"> Pored toga , vojska je izdala naredbe braneći Indijancima na zapadu da napuste rezervate .
(trg)="43"> Ek olarak , ordu , Batı Kızılderilileri 'nin rezervasyonlardan çıkmasını yasaklayan emirler yayınladı .

(src)="44"> Svi Indijanci na zapadu su u tom momentu postali ratni zarobljenici .
(trg)="44"> O zamanki tüm Batı Kızılderilileri artık savaş esiriydi .

(src)="45"> Takođe 1871 . , okončali smo period sklapanja sporazuma .
(trg)="45"> Gene 1871 'de antlaşma yapma sürecini sona erdirdik .

(src)="46"> Problem sa sporazumima je taj što dozvoljavaju plemenima da budu suverene nacije , ali mi se s tim nismo mogli složiti ;
(trg)="46"> Antlaşmalarla ilgili problem , kabilelerin bağımsız uluslar olarak varolmalarına izin vermesiydi ve biz bunu kabul edemezdik ;

(src)="47"> mi smo imali planove .
(trg)="47"> planlarımız vardı .

(src)="48"> 1874 . : General Džordž Kaster je proglasio pronalazak zlata na Lakota teritoriji , naročito u planini Blek Hils .
(trg)="48"> 1874 : General George Custer , Lakota bölgesinde altın bulunduğunu duyurdu ; özellikle Siyah Tepeler 'de .

(src)="49"> Vijest o zlatu privukla je velike mase doseljenika bijelaca na zemlje Lakota nacije .
(trg)="49"> Altın haberi , Lakota Ülkesi 'ne büyük bir beyaz göçmen akışını beraberinde getirdi .

(src)="50"> Kaster predlaže da Kongres pronađe način kako da ospori sporazume sa Lakotama što je prije moguće .
(trg)="50"> Custer , Meclis 'e Lakota 'yla yaptığı antlaşmaları en kısa zamanda sonlandırmanın bir yolunu bulmasını tavsiye etti .

(src)="51"> 1875 : Počeo je rat s Lakotama zbog kršenja Sporazuma iz Fort Laramija .
(trg)="51"> 1875 : Fort Laramie Antlaşması 'nın ihlâliyle Lakota Savaşı başladı .

(src)="52"> 1876 . : 26-og jula , u pokušaju napada na Lakota selo , Kasterova Sedma konjanica je pobijeđena u bici kod Litl Big Horna .
(trg)="52"> 1876 : 26 Temmuz 'da , Custer 'in 7 . süvari alayı , bir Lakota köyüne saldırmak üzere yola çıkmışken Little Big Horn savaşında yenildi .

(src)="53"> 1877 . : Veliki Lakota ratnik i poglavica , Ludi Konj predao se u utvrđenju Fort Robinson .
(trg)="53"> 1877 : Büyük Lakota savaşçısı ve şefi Çılgın At , Fort Robinson 'da teslim oldu .

(src)="54"> Poslije je ubijen za vrijeme boravka u pritvoru .
(trg)="54"> Daha sonra gözaltında öldürüldü .

(src)="55"> 1877 . godine smo još i uspjeli pronaći način kako zaobići sporazume iz Fort Laramija .
(trg)="55"> 1877 ayrıca bizim Fort Laramie Antlaşmaları 'nı yok saymanın bir yolunu bulduğumuz bir yıl .

(src)="56.1"> Novi sporazum je predstavljen poglavicama i vođama Sijuksa pod parolom koja glasi " prodaj ili gladuj " .
(src)="56.2"> Potpiši papir , inače nema hrane za tvoje pleme .
(trg)="56.1"> Siu şeflerine ve önde gelenlerine " Sat ya da Açlıktan Öl " olarak bilinen bir kampanyayla yeni bir antlaşma sunuldu .
(trg)="56.2"> Kağıdı imzala yoksa kabilene yiyecek yok .

(src)="57"> Samo 10 posto odraslih muškaraca su potpisali .
(trg)="57"> Yetişkin erkek nüfusunun sadece yüzde onu imzaladı .

(src)="58"> No sporazum iz Fort Laramija je zahtijevao da najmanje tročetvrtinski dio plemena potpiše prodaju zemlje .
(trg)="58"> Toprak devri için Fort Laramie Antlaşması 'na göre en azından kabilenin yüzde 75 'inin imzası gerekiyordu .

(src)="59"> No , ova stavka se očigledno ignorisala .
(trg)="59"> Bu madde açıkça görmezden gelinmişti .

(src)="60"> 1887 . : Zakon Doz .
(trg)="60"> 1887 : Dawes Kanunu :

(src)="61"> Okončano je zajedničko vlasništvo nad zemljom u rezervatima .
(trg)="61"> Rezervasyon topraklarının müşterek mülkiyeti sona eriyor .

(src)="62"> Rezervati su isparčani u parcele od 0,65 km² i podijeljeni pojedincima , dok je višak prodan .
(trg)="62"> Rezervasyonlar 650 'şer metrekarelik bölümlere ayrılarak Kızılderililer 'e bireysel olarak dağıtıldı ve artan topraklar ellerinden alındı .

(src)="63"> Plemena su izgubila hiljade kvadratnih kilometara zemlje .
(trg)="63"> Kabileler milyonlarca hektar toprak kaybetti .

(src)="64"> Američki san o vlasništvu zemlje se ispostavio kao mudar način kako izdijeliti rezervat dok on jednostavno ne nestane .
(trg)="64"> Amerikan rüyasının bireysel toprak mülkiyeti kavramı , rezervasyonları , geride hiçbir şey kalmayana kadar bölmenin çok akıllıca bir yolu haline geldi .

(src)="65"> Ovaj potez je uništio rezervate , olakšavajući daljnju podjelu i prodaju sa svakom dolazećom generacijom .
(trg)="65"> Hareket , her geçen nesille bölüp satmayı daha da kolaylaştırarak rezervasyonları yok etti .

(src)="66"> Veći dio suvišnog zemljišta , kao i znatan broj parcela unutar rezervata , su sad u vlasništvu zemljoradnika bijelaca .
(trg)="66"> Artan toprakların çoğu ve rezervasyon sınırları içindeki birçok arsa şimdi beyaz büyük çiftlik sahiplerinin elinde .

(src)="67"> I opet , masni dio zemlje dobiva wašichu .
(trg)="67"> Bir kez daha , armudun iyisi wasichu 'ya gitti .

(src)="68"> 1890 , datum za koji smatram da je najvažniji u ovom nizu .
(trg)="68"> 1890 , bana göre bu slayt gösterisindeki en önemli tarih .

(src)="69.1"> Ovo je godina masakra kod Ranjenog Koljena .
(src)="69.2"> 29-og decembra ,
(trg)="69.1"> Wounded Knee ( Yaralı Diz ) katliamı bu sene oldu .
(trg)="69.2"> 29 Aralık 'ta ,

(src)="70.1"> američke trupe su opkolile logor Sijuksa kod potoka Ranjeno Koljeno i pobili poglavicu Veliko Stopalo i tri stotine ratnih zarobljenika , koristeći novo rafalno oružje koje je ispaljivalo eksplodirajuće čahure .
(src)="70.2"> To se oružje zove top Hočkis .
(trg)="70.1"> ABD birlikleri , Wounded Knee Çayı 'ndaki Siu kampını çevreledi ve Şef Büyük Ayak 'la birlikte 300 savaş esirini katletti .
(trg)="70.2"> Hotchkiss silahı denen , seri ateş eden ve patlayan mermiler atan bir silah kullandılar .

(src)="71"> Za ovu takozvanu bitku , Kongres je sa 20 Medalja časti odlikovao Sedmu konjanicu za njihovu hrabrost .
(trg)="71"> Bu sözde savaş için 7 . süvari alayına kahramanlıklarından dolayı yirmi meclis onur madalyası verildi .

(src)="72"> Do današnjeg dana , ovo je najveći broj Medalja časti ikad dodijeljenih za jednu jedinu bitku .
(trg)="72"> Şimdiye kadar bu , bir savaş için verilen en fazla onur madalyasıdır .

(src)="73"> Vojnici su sa više Medalja časti odlikovani za jedan krvavi pokolj nad ženama i djecom nego za bilo koju bitku u Prvom svjetskom ratu , Drugom svjetskom ratu , Koreji , Vijetnamu , Iraku ili Avganistanu .
(trg)="73"> Kadın ve çocuk ayrımı gözetmeyen bu katliam için Birinci Dünya Savaşı 'ndaki , İkinci Dünya Savaşı 'ndaki , Kore 'deki , Vietnam 'daki , Irak ya da Afganistan 'daki çatışmalardan daha fazla madalya verildi .

(src)="74"> Masakr kod Ranjenog Koljena se smatra krajem Indijanskih ratova .
(trg)="74"> Wounded Knee katliamı , Kızılderili savaşlarının sonu olarak kabul edildi .

(src)="75"> Kad god posjetim mjesto masovne grobnice kod Ranjenog Koljena , ne vidim ga samo kao grob Lakota ili Sijuksa , nego kao grob svih domorodačkih naroda .
(trg)="75"> Wounded Knee 'deki toplu mezar alanını her ziyaret ettiğimde sadece Lakotalar ve Siular için bir mezar görmüyorum ; tüm yerli olan insanların bir mezarını görüyorum .

(src)="76"> Sveti čovjek , Hehaka Sapa , Crni los , je rekao , " Tada nisam znao čemu je sve došao kraj .
(trg)="76"> Kutsal kişi , Kara Geyik şöyle demiştir : " O zamanlar , ne kadar şeyin sona erdiğini bilememiştim .

(src)="77.1"> Kada sad pogledam unazad s ovog visokog brda svoje starosti , još uvijek vidim iskasapljene žene i djecu , i njihova tijela na gomili , ili pak razbacana duž zavojitog korita .
(src)="77.2"> Vidim ih jasno kao onomad kad mi oči bijahu mlade .
(trg)="77"> Şimdi , yaşlılığımın yüksek tepelerinden geriye baktığımda o yamuk çukurda üst üste yığılmış ve dağılmış , katledilmiş kadın ve çocukları hâlâ genç gözlerimle gördüğüm gibi net görebiliyorum .

(src)="78"> I vidim da je još nešto umrlo u tom zakrvavljenom blatu i bilo sahranjeno pod sniježnom olujom .
(trg)="78"> Ve o kanlı çamurda başka bir şeyin daha öldüğünü ve kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum .

(src)="79"> Umro je san jednog naroda ,
(trg)="79"> Bir halkın düşü öldü orada ;

(src)="80"> a bio je to lijep san . "
(trg)="80"> ve o çok güzel bir düştü . "

(src)="81"> S ovim događajem , nova era u istoriji Američkih starosjedilaca je započela .
(trg)="81"> Bu olayla , Amerikan Yerlileri tarihinde yeni bir dönem başladı .

(src)="82.1"> Sve se dijeli na period prije Ranjenog Koljena i poslije .
(src)="82.2"> Jer , tog je trenutka , s prstom na okidaču Hočkins topova , Američka vlada otvoreno iznijela svoj stav o pravima starosjedilaca .
(trg)="82.1"> Wounded Knee 'den önce ve sonra olarak her şey ikiye ayrılabilir .
(trg)="82.2"> Çünkü , parmakların Hotchkiss tetiklerinde olduğu bu anda , ABD hükümeti açıkça Yerli Hakları 'yla ilgili pozisyonunu beyan etti .

(src)="83.1"> Bilo im je dosta sporazuma .
(src)="83.2"> Bilo im je dosta svetih planina .
(trg)="83.1"> Antlaşmalardan bıkmışlardı .
(trg)="83.2"> Kutsal tepelerden bıkmışlardı .

(src)="84"> Bilo im je dosta plesa duhova .
(trg)="84"> Hayalet danslarından bıkmışlardı .

(src)="85"> I bilo im je dosta svih nevolja sa Sijuksima .
(trg)="85"> Ve Siular 'ın verdiği bütün rahatsızlıklardan bıkmışlardı .

(src)="86"> Tako da su iznijeli topove .
(trg)="86"> Böylece toplarını aldılar ;

(src)="87"> " Hoćeš li sad da budeš Indijanac ? " , pitali su držeći prst na okidaču .
(trg)="87"> " Şimdi Kızılderili olmak istiyor musun ? " dediler ; parmaklar tetikte .

(src)="88.1"> 1900 . : Broj američkih Indijanaca je najniži u istoriji - ima ih manje od 250.000 .
(src)="88.2"> A smatra se , da je taj broj iznosio osam miliona 1492 . godine .
(trg)="88"> 1900 : ABD Kızılderili nüfusu , 250,000 'in altına , 1492 'deki tahmini sekiz milyon nüfusla karşılaştırıldığında en düşük noktaya indi .

(src)="89"> Prelazim na godinu
(trg)="89"> Biraz hızlı ilerleyelim .

(src)="90"> 1980 . : Najduži sudski proces u američkoj istoriji , Sijuks Nacija protiv Sjedinjenih Američkih Država , se vodi na Ustavnom Sudu Sjedinjenih Američkih Država .
(trg)="90"> 1980 : ABD tarihindeki en uzun süren dava , -Siu Milleti Birleşik Devletler 'e karşı- ABD Yüksek Mahkemesi tarafından karara bağlandı .

(src)="91"> Sud je zaključio da je prisilno naseljavanje Sijuksa u rezervate , i tim naseljavanjem bijelcima doseljenicima i tragačima za zlatom omogućeni pristup indijanskoj zemlji s površinom od 28 328 km² , kršenje odredaba Drugog sporazuma iz Fort Laramija .
(trg)="91"> Mahkeme , Siular 'ın rezervasyona yerleştirilmeleriyle ve topraklarının üç milyon hektarının madencilere ve çiftlikçilere açılmasıyla İkinci Fort Laramie Antlaşması 'nın maddelerinin ihlâl edildiğini belirledi .

(src)="92.1"> Sud je odlučio da je planina Blek Hils protuzakonito oduzeta i da prva ponuđena cijena sa kamatom mora biti plaćena Sijuks Naciji .
(src)="92.2"> Kao naknadu za Blek Hils ,
(trg)="92.1"> Mahkeme , Siyah Tepeler 'in kanunsuz olarak alındığını ve faiziyle birlikte ilk halka arz değerinin Siu Milleti 'ne ödenmesi gerektiğini ifade etti .
(trg)="92.2"> Siyah Tepeler 'in karşılığı olarak

(src)="93"> sud je odredio samo 106 miliona dolara za Sijuks Naciju .
(trg)="93"> mahkeme , Siu Ülkesi 'ne sadece 106 milyon dolar verilmesine karar verdi .

(src)="94"> Sijuksi su odbili novac uz ujedinjeni poklič : " Blek Hils nije na prodaju . "
(trg)="94"> Siular parayı " Siyah Tepeler satılık değildir . " sloganıyla reddettiler .

(src)="95"> 2010 . : Statistike o domorodačkoj populaciji danas , više od jednog vijeka nakon masakra kod Ranjenog Koljena , otkrivaju posljedice kolonizacije , prinuđene migracije i kršenja sporazuma .
(trg)="95"> 2010 : Bugünkü Yerli nüfusuyla ilgili istatistikler , Wounded Knee 'deki katliamdan yüz yıldan fazla zaman geçtikten sonra , sömürgeciliğin , tehcirin ve ihlâl edilen antlaşmaların mirasını ortaya koyuyor .

(src)="96"> Nezaposlenost na Pajn Ridž rezervatu oscilira između 85 i 90 posto .
(trg)="96"> Pine Ridge Rezervasyonu 'nda işsizlik yüzde 85 ve 90 arasında dalgalanıyor .

(src)="97.1"> Služba za stanovanje nije u mogućnosti da izgradi nove stambene objekte , a postojeći objekti su u stanju raspadanja .
(src)="97.2"> Mnogi nemaju krov nad glavom , a oni
(trg)="97.1"> Konut bürosu yeni yapılar yapamıyor ve olan yapılar da dayanamıyor .
(trg)="97.2"> Birçok evsiz var

(src)="98"> koji ga imaju , dijele već istrule kuće s gomilom ljudi , ponekad čak i sa pet drugih porodica .
(trg)="98"> ve evi olanlar da beş aile birlikte çürük binalara tıkılmış durumda .

(src)="99"> 39 posto kuća u Pajn Ridžu nema struju .
(trg)="99"> Pine Ridge 'deki evlerin yüzde 39 'unda elektrik yok .

(src)="100"> U najmanje 60 posto kuća proširila se crna plijesan .
(trg)="100"> Rezervasyondaki evlerin en az yüzde 60 'ı siyah küfle kaplanmış durumda .