# arq/39Bt6wdBpRXD.xml.gz
# tr/39Bt6wdBpRXD.xml.gz


(src)="1"> أصحاب المعالي والسعادة , الأمين العام للأمم المتحدة , رئيس الجمعية العامة , المدير التنفيذي لنساء الأمم المتحدة ، والضيوف الكرام .
(trg)="1"> Ekselansları ,
(trg)="2"> BM Genel Sekreteri ,
(trg)="3"> Genel Kurul Başkanı ,

(src)="2"> اليوم ، نطلق حملة تسمى هو لهي " He for She " أنا اتواصل معكم لأننا نحتاج الى مساعدتكم .
(trg)="5"> Bugün He for She adındaki kampanyamızı başlatıyoruz .
(trg)="6"> Size sesleniyorum çünkü yardımınıza ihtiyacımız var .

(src)="3"> نحن نريد أن ننهي عدم المساواة بين الجنسين , ولنفعل ذلك , نحن نحتاج مشاركة الجميع .
(trg)="7"> Cinsiyet eşitsizliğini sona erdirmemiz gerekiyor ve bunu yapmak için de herkesin müdahil olmasına ihtiyacımız var .

(src)="4"> هذه أول حملة من نوعها في الأمم المتحدة . نحن نريد أن نحاول وأن نحشد أكبر عدد ممكن من الرجال والفتيان ليكونوا دعاة للتغير . ونحن لا نريد فقط التحدث عنها . نحن نريد أن نحاول وأن نتأكد من أنها ممكنة .
(trg)="8"> Bu kampanya , BM 'de bir ilk niteliği taşıyor .
(trg)="9"> Olabildiğince fazla erkeği ve çocuğu da , bu değişimin savunucuları olmaları için ateşlemek istiyoruz .
(trg)="10"> Amacımız sadece konuşmak değil .

(src)="5"> تم تعييني سفيرة للنوايا الحسنة للمرأة بالأمم المتحدة قبل ستة أشهر .
(trg)="12"> Altı ay önce UN Women İyi Niyet Elçisi seçildim .

(src)="6"> وكلما تحدثت أكثر عن المساواة بين الجنسين , كلما أدركت أن المحاربة من أجل حقوق المرأة كثيرا ما أصبح مصاحبا لكره الرجل .
(trg)="13"> Feminizm hakkında konuştukça şunu fark ettim : kadın hakları için çalışmak , erkeklerden nefret etmekle eş değerde tutuluyor .

(src)="7"> إذا كان هناك شيء واحد أعرفه على وجه اليقين هو أن هذا يجب أن يتوقف .
(trg)="14"> Kesin olarak bildiğim bir şey varsa , o da bunun sona ermesi gerektiğidir .

(src)="8"> للعلم , تعريف المساواة بين الجنسين , هو الاعتقاد بأن الرجال والنساء ينبغي أن يكون لهما مساواة في الحقوق والفرص أنها نظرية السياسة , الاقتصاد , و المساواة الاجتماعية بين الجنسين .
(trg)="15"> Bilesiniz diye söylüyorum ; feminizm , erkek ve kadının eşit hak ve fırsatlara sahip olmaları inancıdır .
(trg)="16"> Cinsiyetlerin ; siyasi , ekonomik ve sosyal eşitlikleri teorisidir .

(src)="9"> بدأت التساؤلات الافتراضية القائمة على نوع الجنس منذ وقت طويل .
(trg)="17"> Cinsiyete dayalı varsayımları sorgulamaya çok uzun zaman önce başladım .

(src)="10"> عندما كنت في الثامنة , كنت في حيرة عندما كان يطلق علي متسلطة لأنني كنت أريد اخراج المسرحيات التي كنا سنعرضها على أهلنا . لكن الأولاد , لم يكن يطلق عليهم كذلك . عندما كنت في 14 , بدأ استخدامي جنسيا من قبل بعض العناصر الاعلامية . في ال15 , صديقاتي بدأن بالتسرب من فرقهم الرياضية المفضلة . لأنهم لم يريدوا ان تظهر لهن عظام . عندما كنت في ال18 أصدقائي الرجال لم يكونوا قادرين على التعبير عن مشاعرهم . قررت ان اكون داعمة للمساواة بين الجنسين . وكان ذلك غير معقد بالنسبة لي . ولكن ابحاثي الأخيرة أظهرت لي أن المساواة بين الجنسين اصبحت كلمة غير معروفة .
(trg)="18"> Sekiz yaşındayken , ailelerimiz için hazırladığımız oyunları yönetmek istediğim için patronluk tasladığımı söylerlerdi .
(trg)="19"> Erkeklere bunu söylemezlerdi .
(trg)="20"> 14 yaşındayken bazı medya unsurları tarafından cinselleştirilmeye başladım .

(src)="11"> النساء يختارون ان لا يلقبوا بأنهن داعمين للمساواة .
(trg)="26"> Kadınlar bile feminist olarak nitelendirilmek istemiyorlar .

(src)="12"> وعلى ما يبدو , أنا من ضمن النساء اللاتي تبدو انفعالاتهن قوية وعدوانية للغاية , ومضادة للرجال وغير جذابة بالمرة .
(trg)="27"> Görünüşe göre ben de ifadeleri ağır , saldırgan , ayrıştırıcı , erkek karşıtı hatta çekici olmayan kadınlar arasındayım .

(src)="13"> لماذا اصبح العالم غير مريح كذلك ؟ انا من بريطانيا , واظن انه من السليم ان اتقاضى اجر يساوي تماما ما يتقاضاه زميلي الرجل اظن انه من السليم ان اكون قادرة على اتخاذ قرارات تخص جسدي .
(trg)="28"> Bu sözcük neden bu kadar rahatsız edici oldu ?
(trg)="29"> Ben Birleşik Krallık 'tanım aynı işi yapan erkek meslektaşlarım ile aynı parayı almaya hakkım olduğunu düşünüyorum .
(trg)="30"> Kendi bedenim ile ilgili kararlar almaya hakkım olduğunu düşünüyorum .

(src)="14"> - اظن ...
(trg)="31"> - Ben -- - ( Güçlü alkış )

(src)="15"> - ( تصفيق ) اظن انه من السليم ان تشارك النساء , باسمي , في السياسات والقرارات التي سوف تؤثر على حياتي .
(trg)="32"> Ben , benim hayatımı etkileyecek politikalara ve kararlara kadınların müdahil olma haklarının olduğuna inanıyorum .

(src)="16"> اظن انه من السليم , مجتمعيا , انه يقدم لي نفس الاحترام الذي يقدم للرجال .
(trg)="33"> Sosyal olarak , erkeklere gösterilen saygının bana da gösterilmesine hakkım olduğunu düşünüyorum .

(src)="17"> لكن للأسف , يمكنني القول انه لا يوجد بلد واحد في العالم حيث يستطيع النساء جميعهن ان ينتظرن أن يتلقين تلك الحقوق .
(trg)="34"> Fakat ne yazık ki , dünyada bütün kadınların bu hakları elde ettiği tek bir ülke bile yok .

(src)="18"> لا يوجد بلد في العالم يمكنها القول بأنها قد حققت المساواة بين الجنسين .
(trg)="35"> Dünyada henüz hiçbir ülke , cinsiyet eşitliğini sağladığını söyleyemiyor .

(src)="19"> تلك الحقوق ... اعتبرها حقوق انسان . ولكني أحد المحظوظين .
(trg)="36"> Bütün bu haklar ... bence insan hakları .
(trg)="37"> Fakat ben şanslı gruptanım .

(src)="20"> حياتي امتياز مطلق لأن أهلي لم يحبوني أقل لأنني ولدت أخت . مدرستي لم تضع لي حد لأنني فتاة .
(trg)="38"> Hayatım boyunca ayrıcalıklı bir insan oldum .
(trg)="39"> Çünkü ailem , sırf kız olarak doğdum diye
(trg)="40"> - beni daha az sevmediler .

(src)="21"> مرشديني لم يتوقعوا مني ان انجز اقل لأنني ربما سأرضع طفل في يوم من الأيام .
(trg)="43"> Öğretmenlerim , bir gün çocuk doğurabilirim diye diğerlerinden daha az yol alacağımı düşünmediler .

(src)="22"> الشخص الذي أمامكم اليوم هو نتاج تأثيرات سفراء المساواة بين الجنسين ربما هم لا يعرفون ذلك , لكنهم داعمين للمساواة دون قصد الذين يغيرون العالم اليوم .
(trg)="44"> Cinsiyet Eşitliği Elçileri ile birlikte bütün bu şeyler beni bugünkü halime getirdi .
(trg)="45"> Elçiler bilmiyor olabilirler , fakat onlar , bugün dünyayı değiştirmekte olan kasıtsız feministler .

(src)="23"> نحتاج المزيد منهم . واذا كنت مازلت تكره العالم , ليس العالم هو صاحب الأهمية . لكن الفكرة والطموح خلفه . لأن كل النساء لم يحصلوا على نفس الحقوق التي حصلت أنا عليها . في الواقع , احصائيا , القليل للغاية قد حصلن على ذلك .
(trg)="46"> Daha fazla böyle insana ihtiyacımız var .
(trg)="47"> Eğer kelimeden hala nefret ediyorsanız şunu bilin ; önemli olan kelime değil , kelimenin arkasındaki fikir ve azimdir .
(trg)="48"> Çünkü bütün kadınlar , benim elde ettiğim hakları elde etmediler .

(src)="24"> في عام 1997 , هلري كلينتون ألقت خطابا مشهورا في بكين عن حقوق المرأة . للأسف , الكثير من الأشياء التي أرادت تغيرها مازالت واقعة اليوم .
(trg)="50"> Hillary Clinton , 1997 yılında , Pekin 'de kadın hakları ile ilgili çok ünlü bir konuşma yaptı .
(trg)="51"> Ne yazık ki , değiştirmek istediği birçok şey hala değişmedi .

(src)="25"> لكن ما لفت نظري كثيرا هو أن أقل من 30 % من الجمهور كانوا ذكورا .
(trg)="52"> Benim en çok dikkatimi çeken şey ise , dinleyicilerin sadece % 30´dan azının erkek olduğuydu .

(src)="26"> كيف يمكننا أحداث تغير في العالم ونصفه فقط مدعو , أو يشعر بالارتياح في مشاركة الحوار ؟ أيها الرجال ... أود أن اغتنم هذه الفرصة لتوسيع دعوتكم الرسمية . ... المساواة بين الجنسين مشكلتكم أيضا .
(trg)="53"> Dünyanın sadece yarısı davetliyken ; dünyada değişimi nasıl sağlayabiliriz ?
(trg)="54"> Ya da konuşmaya nasıl dahil olabiliriz ?
(trg)="55"> Erkekler ...

(src)="27"> لأنه , حتى الأن , رأيت دور أبي كوالد له قيمة أقل في المجتمع , بالرغم من احتياجي لوجوده كطفلة بقدر حاجتي لوجود والدتي . رأيت شباب يعانون من امراض عقلية , غير قادرين على السؤال عن المساعدة , لخوفهم من انها قد تجعلهم رجال أقل -- أو رجل أقل .
(trg)="59"> Çünkü bugüne kadar , çocukken varlığına annemin varlığı kadar ihtiyacımın olduğu babamın , bir ebeveyn olarak rolüne toplum tarafından daha az değer verildiğini gördüm .
(trg)="60"> Akıl hastalığından acı çeken genç erkekler gördüm .
(trg)="61"> Yardım isteyemiyorlardı ; yardım istemenin kendilerini daha az erkek yapacağından korkuyorulardı .

(src)="28"> في الواقع , في المملكة المتحدة , الانتحار أكبر قاتل للرجال ما بين ال20- 49 من العمر , متفوقا على حوادث الطرق والسرطان وأمراض القلب .
(trg)="62"> Birleşik Krallık 'ta , en çok 20- 49 yaş arası erkek ölümüne neden olan şey araba kazaları , kanser ve kalp- damar hastalıklarından çok ; intihar .

(src)="29"> رأيت رجالأ يشعرون بالضعف وعدم الأمان بسبب تفكير مشوة عن ما يشكل نجاح الرجل .
(trg)="63"> Erkek başarısını oluşturan etmenler ile ilgili çarpık bir düşüncenin erkekleri kırılgan ve güvensiz hale getirdiğini gördüm .

(src)="30"> الرجال ليس لديهم مزايا المساواة أيضا .
(trg)="64"> Erkekler de eşitliğin faydasını göremiyor .

(src)="31"> لا نتحدث كثيرا عن الرجال الذين يسجنون نسبة لقوالبهم الجنسية , لكن يمكنني أن أرى أنهم كذلك .
(trg)="65"> Erkeklerin cinsiyet klişelerine hapsolduğundan bahsetmiyoruz .

(src)="32"> وعندما يحرروا , ستختلف الأشياء بالنسبة للمرأة كنتيجة طبيعية .
(trg)="66"> Ama öyle olduklarını görebiliyorum ve onlar özgür olduklarında , doğal bir sonuç olarak kadınlar için de şartlar değişecek .

(src)="33"> اذا كان الرجال ليسوا بحاجة ليكونا عدوانين لكي يكونوا متقبلين , لن تشعر النساء بالاتطرار للخطوع . اذا كان لا يجب على الرجال أن يتحكموا , لم يكن واجب على النساء أن يتم التحكم بهم .
(trg)="67"> Eğer erkeklerin kabul edilmek için saldırgan olmaları gerekmezse ; kadınlar da boyun eğmek zorunda kalmayacaklar .
(trg)="68"> Eğer erkekler kontrol etmezse ; kadınlar kontrol edilmek zorunda kalmayacaklar .

(src)="34"> على كل من الرجال والنساء أن يشعروا بالراحة لكونهم حساسين . على كل من الرجال والنساء أن يشعروا بالراحة لكونهم أقوياء .
(trg)="69"> Erkekler de kadınlar da hassas olmak için özgür hissetmeliler .
(trg)="70"> Erkekler de kadınlar da güçlü olmak için özgür hissetmeliler .

(src)="35"> لقد حان الوقت الذي يجب علينا فيه أن ننظر الى الجنس على أنه نسيج واحد , بدلا من كونه مجموعتين تمثلن المعارضة . ... اذا توقفنا عن تعريف بعضنا البعض بما هو ليس فينا , وبدأنا تعريف أنفسنا بمن نكون , يمكننا أن نكون أكثر تحررا .
(trg)="71"> Cinsiyete iki çatışan ideal gözünden bakmak yerine ; bir spektrumdan bakmalıyız .
(trg)="72"> ( Alkış )
(trg)="73"> Birbirimizi olmadığımız şeyler ile tanımlamayı bırakıp , olduğumuz kişi olarak tanımlamaya başlarsak ; hepimiz daha özgür olabiliriz .

(src)="36"> وهذا هو ما تدور حوله " هو لهي " " He for She " أنه هن الحرية .
(trg)="74"> He for She kampanyası da bununla ilgili .
(trg)="75"> Özgürlükle ilgili .

(src)="37"> أريد للرجال أن يأخذوا هذا العبائة , لتكون بناتهن واخوتهن وامهاتهن قادرين على التحرر من التحيز .
(trg)="76"> Erkeklerin bu kabuğu kaldırmalarını istiyorum .
(trg)="77"> Böylece kızları , kardeşleri ve anneleri önyargılardan uzak olabilirler .
(trg)="78"> Böylece oğulları da hassas ve insan olabilir .

# arq/4GBaUQduFsng.xml.gz
# tr/4GBaUQduFsng.xml.gz


(src)="1"> Hadi ši ɛamat , hessit ruhi kelli rani ḥaṣel fi keš ġerqa ,
(src)="2"> ' amala , ɛzemt beš ntebbeɛ el- xeṭwat ntaɛ waḥed el- faylasuf marikani kbir , Morgan Spurlock , w njerreb ḥaya jdida f 30 yum .
(trg)="1"> Bir kaç yıl önce , rutine bağlandığımı hissettim , bu yüzden Amerika 'nın büyük filozofu olan Morgan Spurlock 'un ayak izlerini takip etmeye ve 30 günlüğüne yeni bir şeyler denemeye karar verdim .

(src)="3"> F el- waqeɛ , el- fekra sahla mahla .
(trg)="2"> Fikir aslında oldukça basit .

(src)="4"> Xemmu fi keš ḥaja dima bġitu tziduha fi ḥyatkum w jjerbuha f el- 30 yum el- majyin .
(trg)="3"> Hayatına her zaman katmak istediğin bir şeyi düşün ve onu bir sonraki 30 günde dene .

(src)="5"> Ɛla ḥsab el- šufa , 30 yum huwa el- weqt elli yelzem beš nzidu ṭbiɛa jdida wella neggelɛu keš waḥduxra qdima -- kima el- tefraj ntaɛ el- xbarat -- men ḥyatek .
(src)="6"> Kayen ši ṣwaleḥ tɛellemthum b el- mwasya ntaɛ had el- teḥḥediyat dyal 30 yum .
(trg)="4"> Ortaya çıkan , 30 gün yeni bir alışkanlığı hayatınıza ekleyip , çıkarmak için yeterli bir zaman . haberleri izlemek gibi -- 30 gün süresindeki bu zorluklardan öğrendiğim birkaç şey var .

(src)="7"> El- ḥaja el - ' ewla hiya , bdal ma nfewtu duk el- šhura elli yettensaw , el- weqt : wella el- waḥed yešfa/ yeɛqel ɛlih xir .
(trg)="5"> İlki , unutulan uçup giden ayların aksine , zaman oldukça unutulmazdı .

(src)="8"> Hada kan ṭerf m el- teḥḥedi elli dertu beš neddi teṣwira kul yum , el- mudda ntaɛ šher .
(trg)="6"> Bir ay boyunca her gün bir adet fotoğraf çekmek bu mücadelenin bir parçasıydı .

(src)="9"> W rani ɛaqel , mliḥ mliḥ , win kunt w weš kunt ndir f dak el- nhar .
(trg)="7"> O gün ne yaptığımı ve ve nerede olduğumu tam olarak hatırlıyorum .

(src)="10"> Ntbeht tanik belli ki bdit ndir teḥḥediyat waḥduxrin ntaɛ 30 yum : kter w ṣɛab b el- zyada el- tiqa ntaɛi b dati zadet .
(trg)="8"> Farkettim ki , 30 günlük daha zor mücadele ve daha çok şey yaparken , kendime güvenim arttı .

(src)="11"> Tbeddelt men hadak el- meḥmum ntaɛ el- ḥasub elli dima laṣeq f el- biru ntaɛu
(src)="12"> l hadak el- nuɛ ntaɛ bniyadem elli yṣugu el- derraja beš yruḥu l el- xedma , -- beš el- waḥed yetsella .
(trg)="9"> Bilgisayarda bütün gün pinekleyen bir kişiden eğlence için işe bisikletle giden bir olmuştum .

(src)="13"> Wṣel biya el- ḥal , el- ɛam elli fat , ḥetta tšebbeṭt el- jbel ntaɛ Kilimanjaro , el- jbel el- ɛali gaɛ f Friqya .
(trg)="10"> Geçen sene bile, Afrika 'nın en yüksek dağı olan
(trg)="11"> Klimanjaro dağlarında yürüyüş yaparken buldum .

(src)="14"> Ɛummer ma txeyyelt ruḥi nwelli netġamer kima n´ hak ḥetta elli bdit had el- teḥḥediyat ntaɛ 30 yum .
(trg)="12"> 30 günlük serüvenime başlamadan önce fazla maceraperest değildim .

(src)="15"> Fhemt tanik belli lukan el- waḥed yenwi w yezɛem ṣaḥḥ
(trg)="13"> Ayrıca farkettim ki

(src)="16"> Yeqder ydir ´eyy ḥaja f 30 yum .
(trg)="14"> Bir şeyi gerçek ten isterseniz , 30 gün süresince yapabilirsiniz .

(src)="17"> Keš nhar , bġitu tekketbu keš riwaya ?
(trg)="15"> Hiç bir roman yazmak istediniz mi ?

(src)="18"> Kul šher novombr , ɛešrat ntaɛ šhal men ´elf ntaɛ nas , yjjerbu beš yekketbu men walu keš riwaya lihum men 50 . 000 kelma fi 30 yum .
(trg)="16"> Her kasım onbinlerce insan 30 gün içinde kendi 50, 000 kelimelik romanının başlangıç kısmını yazıyor .

(src)="19"> Ɛla ḥsab el- šufa , gaɛ elli yliqlek tdiru huwa : tekteb 1 . 667 kelma kul yum f el- mudda ntaɛ šher .
(trg)="17"> Dönüp dolaşıp , yapacağınız günde 1, 667 kelimeyi bir ay boyunca yazmak .

(src)="20"> ' Amala hadak weš dert .
(trg)="18"> Ben yaptım .

(src)="21"> Qbel ma nensa , el- serr huwa ki ma truḥš terqed ḥetta tkun ktebt el- kelmat ntawɛek dyal el- nhar .
(trg)="19"> Bununla beraber , sır gün içinde kelimelerinizi yazmadan uykuya gitmemek .

(src)="22"> Teqder tkun naqeṣ nɛas , bessaḥ tkun kemmelt el- riwaya ntaɛek .
(trg)="20"> Uykudan yoksun olabilirsiniz , fakat romanı bitireceksiniz .

(src)="23"> Derwek , zeɛma el- ktab ntaɛi huwa el- riwaya el- marikaniya el- kbira ntaɛ had el- zman ?
(trg)="21"> Şimdi benim kitabım Amerika 'nın bir sonraki romanı mı ?

(src)="24"> Lla .
(src)="25"> Ktebtu fi šher .
(trg)="22"> Hayır , onu bir ayda yazdım .

(src)="26"> Yleggi .
(trg)="23"> Berbat .

(src)="27"> Beṣṣaḥ , f el- baqi men ḥyati ,
(trg)="24"> Fakat geri kalan hayatım boyunca ,

(src)="28"> lakan tlaqit b John Hodgman , fi keš ḥefla ntaɛ TED , mši lazem nqul- lu ,
(trg)="25"> TED partisinde John Hodgman ile tanışırsam ,

(src)="29"> " ' Ana mexteṣ f el- ḥawsaba . "
(trg)="26"> " Bilgisayar bilimcisiyim " dememe gerek yok .