창저우 노동 교도소 장쑤, 중국
CHANGZOU ÇALIŞMA KAMPI JIANGSU, ÇİN DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ AŞILAMA PROGRAMI


그녀한테서 떨어져요!
Yaklaşmayın ona!

- 떨어지시라고요! 구급차 불러요
- Yaklaşmayın ona!

이 여잔 여길 나가면 안 돼
- Ambulansı arayın. - Buradan ayrılamaz.

심장박동이 멈췄어요
- Kalp atışı durdu.

여길 떠나면 안 돼
- Buradan ayrılamaz.

- 병원으로 가야겠습니다
- Hastaneye gidiyoruz.

안 된다고 했어!
Gidemez dedim!

- 심장이 멈췄습니다
- Kalbi durdu.

- 안 돼!
- Hayır dedim!

병원에 가야 합니다
Hastaneye gitmeliyiz.

지금 당장 병원에 가야 합니다
Bir an önce gitmeliyiz.

차에 탔습니다 이동 중입니다
Yola çıktık. Geliyoruz.

에피네프린 12CC
12 cc adrenalin.

가!
Yürü yürü!

급하구만!
Acele et! Acele et!

급하다고! 45초
45 saniye.

좀 갑시다
Lütfen geçeyim.

- 뭐요?
- Sorun ne? - Dur.

확대해서 다시 돌려봐
Yakınlaştır, tekrar oynat.

봐, 저게 뭐지?
Bak, şu ne?

앰블런스 못 가게 해!
Durdur onları. Durdur şu ambulansı!

뭐 찾는 거요?
- Ne arıyorsunuz ki?

어서 문 열어봐!
Çabuk ol, aç şu kapıyı!

아드레날린이 더 필요해요
Daha fazla adrenaline ihtiyacımız var.

입 막아
Ağzını kapatın.

괜찮아요, 괜찮아
Tamam, tamam. Geçti.

쉬잇! 괜찮아요.
Tamam, iyisin.

문제없어요.
Dinlen hadi.

편히 있어요 아침이면 미국에 가 있을 거에요
Sabah Amerika'da olacaksın.

워싱턴 DC에 데려다 줄게요
Seni Washington'a götürüyoruz.

크랄레보, 세르비아
KRALJEVO, SIRBİSTAN

죄수가 어디로 갔는지는 알고 있소?
Tutsakların nereye nakledildiğini biliyor musun?

아, 워싱턴.
Washington demek. Tamam.

오케이 우리가 살펴보지
Tamam biz hallederiz.

헤즈볼라 놈들보고 기다리라 해
Hizbullah beklemek zorundalar.

워싱턴으로 돌아간다
Washington'a dönüyoruz.

워싱턴?
Washington.

언제부터 졸린 파커 사건이 실종 수사에서 살인 사건이 된 거야?
Jolene Parker davası ne zaman kayıp soruşturmasından cinayet soruşturmasına döndü?

- 내 열쇠 어딨는지 알아?
- Anahtarlarımı gördün mü? - Çılgınca değil mi?

그래, 뭐가 어떻게 되가는 거야?
Ne... Ne oldu ki?

경찰말이 용의자를 찾았다나봐 그래?
Polis, ellerinde şüpheli birinin olduğunu söyledi.

경찰이 뭘, 뭘 알아냈대?
Kimmiş? Ne biliyormuş?

확실치는 않나봐
Emin değiller.

자기 말처럼 그냥 떠난 걸 수도 있잖아?
Belki de sadece şehri terk etmiştir?

데이튼으로 이사 간 거면?
Dediği gibi, Dayton'a taşınmıştır?

혈액을 발견했어 그녀의 것과 일치해
Kan buldular. Onunkiyle eşleşti.

자긴 매일 그런 거 보겠지만
Bunlara her gün şahit oluyorsun.

사람들이 죽거나 다치는 일 말야 근데 난 아니잖아
İnsanların yaralanmalarına, ölmelerine.

그런 걸 보면 완전히 얼어버린다고
Ama ben olmuyorum ve bu beni çok korkutuyor.