SORGINA Zinema-emanaldi historiko-kultural bat, zazpi zatitan.
CADI ©1922 AB Svensk Filmindustri 7 bölümlük hareketli resimlerle kültürel ve tarihsel bakış açısından bir sunum.
Benjamin Christensek idatzi eta egin zuen film hau 1919-1921ean.
BENJAMIN CHRISTENSEN, 1919-1921 yılları arasında bu filmin senaryosunu yazdı ve yapımcılığını üstlendi.
Eskerrak ematen dizkiot Johan Ankerstjerne-ri argazkiagatik eta Richard Louw jaunari eszenaratzeagatik.
Fotografi için Bay Johan Ankerstjerne'e ve sanat yönetmenliği için Bay Richard Louw'a minnettarım.
Nire informazio-iturri nagusiak antzokiko egitarauan aipatzen dira.
Temel kaynaklarımdan tiyatro ilanında söz edilmiştir.
Bila dezagun mistizismoaren historian eta saia gaitezen Sorgina deitzen den kapitulu misteriotsua agertzen.
İzin verin Mistisizm'in tarihine bir göz atalım ve onun cadı olarak bilinen gizemli sayfasını açıklamaya çalışalım.
Sorginkerian sinestea giza arraza bezain zaharra izango da.
Cadılık ve büyücülüğe olan inancın tarihi muhtemelen insanlık tarihi kadar eskidir.
Antzinako gizakiak ulertzen ez zuen zerbaiti aurre egin behar zionean hau zen beti haren azalpena: sorginkeria eta espiritu gaiztoak.
İlkel insan kavrayamadığı bir şeyle karşılaştığında açıklaması hep büyücülük ve kötü ruhlar olmuştur.
Hurrengo irudietako fantasiek gaixotasunak eragiten zituztela uste zuten Pertsian.
İzleyen resimde İran'da hastalıkların nedeni olduğuna inanılan hayali yaratıklar tasvir edilmektedir.
Rawlinson ingelesak eta Maspero frantsesak erakutsi zizkiguten antzinako zibilizaziorik zaharreneko espiritu gaiztoak.
İngiliz bilim adamı Rawlinson ve Fransız bilim adamı Maspero bize, ilk uygarlıklarda var olduğuna inanılan kötü ruhların resimlerini gösteriyor.
Espiritu gaiztoetan eta sorginkerian sinesteak munduaren mistizismoari buruzko ume-sinesteekin zerikusia du.
Kötü ruhlar, büyücülük ve cadılığa olan inanç evrenin gizemi ile ilgili saf fikirlerin bir sonucudur.
Hemen ikusten da nola ikusten zuten egiptoarrek lurraren forma.
Burada Maspero'ya göre Mısırlıların dünyanın şeklini nasıl algıladıklarını görüyoruz.
Egiptoarrek ezagutzen zituzten lurralde eta itsaso guztiak mendi handiz inguratuta zeuden, nonbait.
Eski Mısırlılar toprak ve suyun her yönden yüksek dağlarla çevrildiğine inanıyorlardı.
Zerua altzairuz egina zegoen eta mendi handitan sartutako zutabe handiek eusten zioten.
Gökyüzü çelikten yapılmıştı ve yüksek dağların üstünde duran güçlü sütunlarla desteklenmekteydi.
Izarrak lanparak ziren, ilara sendoetan zerutik zintzilikatuak.
Yıldızlar, lamba gibi, gökyüzüne iple asılmıştı.
Antzinako beste sineste batzuen arabera zerua ganga bat zen, eta lurra terrazatan zegoen.
Diğer eski uygarlıkların inançlarına göre gökyüzü kubbeliydi ve yeryüzü teraslar şeklindeydi.
Historiaurreko garaiko espiritu gaiztoak umeak tentatzen zituzten deabru bihurtu ziren Erdi Aroan.
Eski çağlardaki kötü ruhlar Orta Çağ'da etrafta sinsice dolaşıp çocukları kandıran şeytanlara dönüştü.
Deabruak Lurraren barruan bizi ziren.
Şeytan, Dünya'nın çekirdeğinde yaşamaktaydı.
Eta Lurra, haientzat, esfera geldi bat zen unibertsoaren erdian.
Orta Çağ'ın son bölümlerinde dünya evrenin ortasında sabit bir küre olarak düşünülmüştü.
Lurretik eta hango uretatik kanpo Erdi Aroko gizakiak aire-geruza bat irudikatzen zuen, aurrenik eta, gero, su-geruza bat.
Yerkürenin ve sularının üzerinde Orta Çağ insanı ilk olarak bir hava katmanı hayal etti.
Eta, sutik harago, planetak imajinatzen zituen, geldirik.
Sonra bir ateş katmanı ve ateşin dışarısında gezegenler, hareket eden ilahi bedenler.
Planeta bakoitza bere esfera garden, mugikorrari atxikia zegoen. Eta planeta-zeruetatik harago izar finkoak zeuden, beren zeruan.
Her gezegen şeffaf ve hareket edebilen kürelerine bağlanmıştı ve gezegensel kürelerin dışında sabitlenmiş kendi başlarına duran yıldızlar vardı.
Guztiaren gainetik, hamargarren kristalezko zeruan Ahalguztiduna eserita dago, 9 aingeru-abesbatzaz inguratua eta Hark ibilarazten du munduaren makineria.
Hepsinin üstünde onuncu kristal kürede dokuz melek tarafından kuşatılmış yüce Tanrı oturuyordu ve kürelerin dönmesini sağlayan da oydu.
Lurraren sakonenean infernua dago, eta han oinazetzen dira betierean deabruak tentatutako haiek.
Yerküre çekirdeğinin derinlerinde Şeytan tarafından kandırılanların sonsuza kadar acı çekeceği cehennem yer alıyordu.
Hurrengo irudiaren goialdean deabruak ikusten dira kondenatuak pertz handitan ipintzen.
Fransız tarihçi Lacroix'den alınan İzleyen resmin üst tarafında şeytanlar lanetlenenleri büyük kaplara istifliyorlar.
Bekatari bat sutara bota dute pertzetako baten azpira.
Bir günahkâr doğruca kazanlardan birinin altında yanmakta olan ateşe atılıyor.
Deabru batek adar baten barruko sufre ikaragarria isurtzen dio eztarritik gizon bati.
Bir şeytan bir borudan süzülen korkunç sülfürü bir adamın boğazından aşağı döküyor.
Bi munstrok bi kondenatu torturatzen dituzte beren hortz zorrotzekin.
İki canavar lanetlenenlerden bazılarına keskin dişleriyle eziyet ediyorlar.
Infernuaren deskribapen bitxi, zahar eta mekaniko bat aurkitu dut Erdi Aroko sinesteak ondo erakusten dizkiguna.
Orta Çağ'daki inanışlarla ilgili iyi bir anlayış vaat eden garip eski mekanik bir cehennem tasviri buldum.
Begira zer-nolako grinaz zaintzen duten deabruek pertz azpiko sua!
Şeytanların kazanların altındaki ateşe karşı olan istekliliklerini inceleyin!
Deabru hauek eta infernu hau kezka larria ziren Erdi Arokoentzat.
Orta Çağ boyunca şeytanlar ve cehennem gerçek kabul edilmişler ve sürekli bir korku kaynağı olmuşlardır.
Sorginek itun kriminal bat sinatu omen zuten deabruarekin eta horregatik erretzen zituzten.
Cadıların Şeytan ile hukuki olmayan bir anlaşma imzaladıklarına inanılırdı ve bu nedenle kazığa bağlanıp yakılırlardı.
Irudiaren goialdean airean dagoen izakia deabru bat da sorgina hartu, eta airean eramango du.
Hareketli figür; bir cadıyı, onu havaya kaldırarak almaya gelen bir şeytan.
Irudi hau, eta hurrengo batzuk, "Deutsches Leben der Vergangenheit in Bildern" liburuan aurkitu ditut.
Bu ölüleri yakmaya mahsus odun yığını resmi, devamındaki resim gibi "Resimlerde Geçmişte Alman Yaşantısı"dan.
Irudi honetan, sorgin bat aizkora baten kirtena jezten ari da.
Bu resimde bir cadı bir baltanın sapını sağıyor.
Hurrengo irudian, sorgin batek gizon baten zapata sorgindu du.
İzleyen resimde bir cadı bir adamın ayakkabısına büyü yapıyor.
Sorginek elkarrekin biltzeko ohitura zuten. Bileraren ondoren, batzuetan ukuilu batean ezkutuan sartu eta behi bat sorgintzen zuten.
Cadılar genellikle konseylerde buluşurlardı ve toplantılarından sonra, örneğin, bir ağıla sinsice girip bir ineği büyüleyebilirlerdi.
Marrazki azpian ageri den markatxoa atean grabatzen zuten sorginen aurkako babes gisa.
Çizimin altında fark edilen köşeli sembol ağılların kapısına cadılara karşı koruma amaçlı kazınırdı.
Marrazki zahar eta baldar honetan, azti bat eta sorgin bat arao egiten ari dira herri bati su emateko.
Bu eski naif çizimde bir büyücü ve bir cadı bir kasabayı ateşe veren büyüler yapıyorlar.
Sorgin-hautsen eta edabe magikoen bidez sorginek gaixotasunak eragiten omen zituzten.
Cadıların insanları büyücülerin tozları ve sihirli iksirlerinin de yardımıyla hastalıklarla lanetlediklerine inanılırdı.
Erreparatu gaixoa biluzik datzala ohean. Hori zen ohitura garai zaharretan.
Hasta kişinin yatakta nasıl çıplak yattığına dikkat edin.
Sorgina biluzik omen zegoen deabruekin dantzatzen zenean "Sorginen Sabbath" deitzen zitzaion hartan.
Cadıların geceleri, cadı ayini olarak anılan şeytanlarla dans etmeleri sırasında çıplak oldukları genel bir inançtı.
"Sabbath"era joan nahi zuten emakumeak ezkutuan joaten ziren sorginarengana "sorginaren ukendua" lepoan igurztera.
"Ayin"de yer almak isteyen kadınlar sırtlarına "Cadı merhemi" sürebilecek olan büyücüye giderlerdi.
Ukenduaren indar magikoaz airean hegan egin zezaketen.
Cadılık merhemi onların havalanmasını sağlardı.
Bourneville eta Teinturier frantses medikuen laneko irudi hauek "Sorginen Sabbath" agertzen dute, deabruzko festa misteriotsua milaka emakumek joan nahi izaten duena.
Fransız doktorlar Bourneville ve Teinturier bana cadı ayiniyle ilgili resimleri verdiler. Bunlar binlerce kadının katılımlarını açıkladıkları gizli şeytani bir törenin resimleriydi.
Sabbathen, aztiek eta sorginek barre egiten diote gurutze santuari.
Ayin sırasında büyücüler ve cadılar öncelikle kutsal kilise haçının kutsallığını bozarlardı.
Deabru-izenez bataiatzen du deabruak parte-hartzaile bakoitza. Gero, otordu zeremoniatsu bat egiten dute.
Daha sonra Şeytan, katılımcılara şeytanların isimlerinden verir ve törensel ziyafet verilirdi.
Sabbatheko otordua urkatuen gorpuekin prestatzen zen maiz.
Şeytan'ın yemeği genellikle darağacındaki cesetlerden hazırlanırdı.
Atzealdean musu emanez, begirunez agurtu behar zuten sorginek deabrua.
Tüm cadılar Şeytan'a olan saygılarını, onun arka tarafını öperek göstermek zorundaydılar.
Deabruekin dantza alai bat egin ondoren sorginak hegan etxeratzen ziren egunsentian.
Şeytanlarla yapılan evlilik dansından sonra ilk horoz ötüşüyle cadılar evlerine uçarlardı.
Erdi Aroko eta Berpizkundeko margolan ospetsu askotan eszena hauek ageri dira.
Bu görüntüler çoğunlukla Orta Çağ ve Rönesans'ın ünlü cadı ayinleri resimlerinde bulunur.